İsmailağa'daki anlaşmazlıkla birlikte kaybettiklerimiz!

İsmailağa Cemaati'nin manevi lideri Hasan Efendi Hazretleri (k.s.) on binlerin katıldığı cenaze merasimiyle son yolculuğuna uğurlandı.

Hasan Efendi Hazretleri'nin (k.s.) vefatı her ne kadar Hakk'a (c.c.) kavuşmak olsa da müridanını üzüntüye sevk etti.

Öyle ya, Efendimiz'in (sav) buyurduğu üzere, "Alimin ölümü alemin ölümüdür".

Tasavvuf yolunun büyükleri birer rehberdir..

Hakk'ın (c.c.) rızasını kazanmak için tutunacak daldır.. Bu yolun büyüklerine tevessül edilerek Maksuda (c.c.) ulaşılır..

Kendisine Hakk'ı (c.c.) hatırlatan bu zatların vefatı da derin bir acıdır müridanı için..

Müridan yapayalnız hisseder, boşluğa düşer ama büyükler onu yalnız bırakmazlar..

Her büyük kendisinden daha büyüğüne devreder yerini..

Silsile bu şekilde akar gider..

Şah-ı Nakşibend Hazretleri'nin (k.s.) buyurduğu üzere de "kıyamete kadar bu şekilde gidecektir" biiznillah..

Ancak İsmailağa Cemaati'nde son birkaç zamandır anlaşmazlık söz konusu..

Bir yanda Cübbeli Ahmet Hoca, diğer yanda İsmailağa'nın önde gelen isimleri..

Fitnenin nereden çıktığı konusunda söz söylemek bize düşmez..

Çünkü biz biliriz ki, Hakk'ın (c.c.) velî kullarına düşmanlık etmek uçurumun en dibidir..

İki cihan serverimiz (sav), Ebû Hüreyre'den (r.a.) rivayetle bize doğru yolu öğretmiştir:

"Allah şöyle buyurdu: 'Kim benim bir velî kuluma (dostuma) düşmanlık ederse, ben de ona harp ilân ederim." (Buhârî, Rikâk, 38)

Efendimiz'in (sav) mübarek dudaklarından dökülen bu uyarıyı dikkate almak en büyük vazifemizdir..

Peygamberimizin (sav) aktardığına "Amenna ve Saddakna" deyip, bir mü'min olarak Cenab-ı Allah'ın velî kullarına gereken değeri vermek üzerimize farzdır..

Tasavvufa, tasavvuf yolunun büyüklerine düşmanlık edenleri Rabbimiz (c.c.) ıslah etsin. Cenab-ı Allah (c.c.) bu yolun büyüklerini her türlü kötülükten, fena insanların şerrinden muhafaza buyursun.. Onları bir kenara bırakıyorum..

Tasavvuf büyüklerine bağlı olanlar ise zaten fitne zamanlarında nasıl davranmaları gerektiğini yine Efendimiz'in (sav) mübarek sözlerinden öğrenmiştir: