Halep'ten bahisle birkaç not
B.
Analize gerek yok, birkaç başlığı alt alta zikredelim, dilerseniz birleştirip yorumunu siz yapın:
- Halep ağzı karaların iddia ettiği gibi "elin Arabının" değil, özbeöz bizim şehrimizdir.
- Kanuni'nin Irakeyn Seferi, IV. Murat'ın Revan ve Bağdat seferleri kuru mezhep savaşları değil, jeopolitik açıdan hayati seferlerdir.
- Halep ve Hama'da İran'a bağlı çeteleri ve rejim güçlerini bozguna uğratanlar iddia edildiği gibi sağdan soldan getirilme teröristler değil, bu toprakların öz evlatlarıdır. Bunları "Cihatçı" olarak yaftalamanız bu gerçeği değiştirmez.
- Yıllardır bizim insanımız olarak gördüğümüz Türkmeni, Arabı, Kürdü, üzerinde sallanan zülüm kılıcını uluslararası arenada dillendirdikçe İran ve içimizdeki kadrolu ve gönüllü İrancılar " şimdi burada çatışmaya girmenin alemi yok, önemli olan bölgede huzurun tesis edilmesidir" diyerek biteviye bizlerle dalga geçti. Onların huzurdan anladıkları, Halep'te şehrin öz evlatlarının değil, işgalci Hazaraların ve Lübnan kökenli rafizilerin yaşamasının sağlanmasıydı.
- Halep'in özgürleştiriilmesinin ardından ilk yapılan işlerden birisi meydanlarda, mescitlerde, kamu dairelerinde bulunan İran, Hizbullah, Hamaney, Nasrallah posterlerini, bayraklarını indirmek oldu. Hepiniz görmüşsünüzdür. Şimdi buradan bu işgalcilerin kovulup, Türk bayrağı taşıyan, Türk Lirasıyla alışveriş yapan, şakır şakır Türkçe konuşan toprakların evlatlarının gelmesini her kim menfi bir gelişme olarak karşılıyorsa biliniz ki gönlünde Türkiye'nin ve Türk'ün çıkarı yoktur!
-"Esad'a bağlı güçlerin mağlubiyeti, PKK'nın önünü açar" şeklinde saçma sapan analizler yapanların sizlere; bizzat Esad'ın çekildiği toprakları PKK'ya bıraktığı ve PKK'yı bizzat semirttiği gerçeğini unutturmalarına izin vermeyin!