15 Temmuz'dan bahisle

B.

12 Eylül'e karşı çıkıp 27 Mayıs'ı savunanlar, FETÖ'ye karşıymış gibi yapıp 15 Temmuz'un Amerikancı mahiyetini düşündükçe "keşke başarılı olsaydı" diyenler, bayan voleybol milli takımını destekleyip A Milli futbol takımını ötekileştirenler, Antalya'daki teleferik kazasını görmeyip Sancaktepe'de jakuzi kovalayanlar, Alsancak'ta su birikintisine can veren insanların katillerine masum muamelesi yapanlar...

Savaş ahlaksız bir çıldırmışlık, hayata ve ölüme dair hemen her şeyi paylaşmışlık hali, bizi millet kılacak müşterek bir değere sahip çıkamayışımız; ezcümle hemen herkesin bir öteki üzerinden kendini tanımlayıcı ve var kılışı öyle zannederim ki hiçbir siyasi manevrayla tedavi edilebilir bir arıza değildir. Bugün sadece şunu yaparak karşı karşıya olduğumuz sıkıntının denli büyük olduğunu tespit edebilirsiniz: çevrenize bir bakınız ve üzerinden henüz on sene geçmemiş o büyük hadisenin kim tarafından nasıl yad edildiğine bir bakınız. Kanları sayesinde iyi-kötü, kör topal siyaset yapan politikacıları, orada burada komisyon kovalayan iş takipçilerini, parkta çocuğunu sallayan anneyi, manavda domates seçen amcayı gözlemleyin. Çevrenizdeki pek çok kimsenin dünyasında 15 Temmuz'a ait herhangi bir hatıra olmadığını, şehit ve gazilerine karşı herhangi bir minnet taşımadıkları göreceksiniz. Politik sembollerin hepsinin pay edildiği bir yerde, siyasi pozisyonunu tahkim etmeyen bir minnete vesile olacaksa, görmezden gelmek bir yana, ona düşmanlık edebilecek hissiyata sahip insanları göreceksiniz.