Saç tıraşıyla ceza kesenlere not

Urfa Mutasarrıfı Nusret Bey 5 Ağustos 1920'de Beyazıt Meydanı'nda idam edilmesiyle, 25 Aralık 1921'de TBMM tarafından 'millî şehit' ilân edilmesi arasında bir buçuk yıl bile yok

Nusret Bey, Prevezeli'ydi Yani 'suyun öte yanı'ndan!.. Ülke, emperyalistlerle ve etnik ihanetlerle boğuşurken 1914'te Bayburt kaymakamlığına, Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasından sonra Urfa Mutasarrıflığına getirildi

Bayburt'tayken Ermeni tehcirinde başarıyla görev yaptı Mondros Mütarekesi'nden sonra Fransızlar Urfa'yı işgal edince Müdafa-yı Hukuk'u teşkilatlandıran ekipte yer aldı İmparatorluk çökerken, elinde kovayla her yangına yetişmeye çalışan kahramanlardandı

Ermeni tehcirinde suç işlediği gerekçesiyle Damat Ferit Hükûmeti tarafından azledilerek İstanbul'a çağrıldı ve yargılandı İftiralar karşısında önce beraat etti Ardından tekrar tutuklandı Nisan 1920'de Divan-ı Harb-i Örfî'nin başına Nemrut Mustafa Paşa'nın atanmasıyla birlikte, Türk'ün kendi vatanında vatanseverliğinden dolayı kırımı yeniden başladı

Nemrut Mustafa Paşa, Nusret Bey'in Urfa'da görev yaparken kapattığı ihanet şebekelerinden dolayı zaten ona kin besliyordu Fırsatı yakalamıştı İftiralar ve yalancı şahitlerle Nusret Bey'i idama götürdü

Hükûmet değiştikten sonra ailesi, Nusret Bey'in yargılanmasının haksız olduğu gerekçesiyle itiraz etti Yeniden yapılan incelemede Nusret Bey'in haksız yere idam edildiğine karar verilmişti ama Vahdettin'in affından yararlanan Nemrut Mustafa Paşa, 'etnik intikamı'nı almış ve yurt dışına kaçmıştı 'Suyun öte yanı'ndan sahipsiz Türk Nusret Bey, idam edilmiş, geriye fakir bir aile bırakmıştı

Nusret Bey'in şerefine ve ailesine TBMM sahip çıkacaktı Kendisi 'millî şehit' ilân edildi, Atatürk'ün emriyle ailesine sahip çıkıldı, maaş bağlandı, çocukları okutuldu

Bahçe Müftüsü İsmail Hakkı Efendi ve kardeşi Bahçe Belediye Başkanı Yusuf Efendi

1909'da çıkan Ermeni isyanı, halkın karıştığı çatışmaya dönüştü Devletin güçsüzlüğünü ve Batı'nın kendilerini destekleyeceğini düşünen etnik şımarıklık bölgeyi kana boğdu Kendilerini savunmak durumunda kalan Türk ahaliyi büyük bir adaletsizlik bekliyordu