Bu karayı kendi alnımıza çalmayalım!

Tarihimizin bazı utanç sayfaları vardır, okumaktan kaçarsınız

Tıpkı Selanik'in tek kurşun atılmadan Yunanlılara teslim edilmesi veya düzenli ordumuzun Bulgar çetelerinin önünde İstanbul önlerine kadar çekilmesi gibi millî tarihin utanç verici sayfalarından birisi olan Boraltan Köprüsü faciası gibi

O kara lekeleri, milletinize de, tarihinize de yakıştıramazsınız, içiniz daralır Özellikle İnönü'nün Millî Şef, milliyetçiliğiyle bilinen Saraçoğlu'nun Başbakan olduğu dönemde yaşanan Boraltan'ı

Hatırlayalım: Türkiye'nin sınır karakolunda bekletilen 195 'Sovyetler vatandaşı' Türk... Sözde 'savaş suçlusu'ydu onlar ve 'vatana ihanet'ten yargılanacaklardı

Ruslar derhal iadelerini istiyordu... Karakol komutanı 'Millî Şef'in Ankara'sına soruyor... Ankara'dan gecikmeden cevap geliyor: "İade edin!.." Sınırı geçer geçmez kurşuna dizileceklerini bilen karakol komutanı inanamıyor ve emri tekrar tekrar teyit ettiriyor... Ankara'da tereddüt yok!..

Ve tarihin en dramatik yolculuklarından birisi başlıyor 1945'te, Aras nehri üzerinde... Sığınmacı Türkler'in "Bizi Ruslara teslim etmeyin, bari siz öldürün" yakarışları da fayda etmiyor... Çaresiz bir şekilde sınırın ötesine geçerken, eşyalarını Türkiye tarafında bırakıyorlar ağlaya ağlaya... Kardeşin kardeşe ihanetini çözemeden sınırın ötesinde, kendilerini teslim eden askerlerin gözleri önünde Stalin'in Kızılordu'suna bağlı askerler tarafından kurşuna diziliyorlar...

Geriye bir rivayet kalıyor: Olayı içine sindiremeyen Türk karakol komutanı evine gitmiş ve kafasına kurşun sıkarak intihar etmiş...

İç kanatan bir başka acı hikâye de Manastır'da yaşanmıştı Rus Konsolosu Rostkovski, kendisine selâm vermeyen Türk askerine hakaretler yağdırmış, bununla yetinmemiş askerin yüzünü kırbaçlamıştı Ağırına giden Halim isimli Türk askeri konsolos olduğunu dahi bilmediği Rostkovski'yi askerlik namusunu korumak için orada öldürmüştü

Rusların İstanbul'a baskısıyla alelacele kurulan askerî mahkeme Türk askerini ve 'cinayete engel olmadığı' gerekçesiyle arkadaşı olan bir başka Türk askerini idama mahkûm etmişti Mahkeme, Rusların baskısı üzerine olayı 'taammüden'e sokmuştu

Bardakçı, Enver Paşa otobiyografisinden günümüz Türkçesiyle Paşa'nın şu notunu aktarır: "Derhal kurulan askerî mahkemede bulundum. Rusya Sefareti Baştercümanı Mandelstam'ın hükûmete yaptığı hakaret bütün âsâbımı tahrik ediyor, 'Âh, ne vakit iyi bir idare kurulacak, ne vakit bizi bu tahkirlerden kurtaracak bir hükûmet teessüs edecek' diyordum.