Kurultay sonrası

Hafta sonu CHP kurultayı yapılacak. Heyecan dorukta. Ankara'ya çarşambadan itibaren yurdun her yanından CHP'li delegeler, partililer akın etmeye başladı. Otel lobilerinde delegelerin sohbetleri, yemeklerine sıkça rastladık. Yarışın Kılıçdaroğlu ile Özel arasında geçeceği izlenimi yoğunlaşıyor.

Kurultaya kadar herkes kendi delegesine sahip çıkmaya çalışıyor. Lobilerde, restoranlarda birilerine zimmetlenmiş delegeleri gördük. Öbek öbek parti içerikli sohbetler ön plana çıkıyor. Kritik bir kurultay olacağı için kurultay delegelerine yönelik yakın takip son ana kadar sürecek gibi görünüyor.

CHP kurultayına ilgi duyanlar yalnızca CHP'lilerle sınırlı değil. Özellikle iktidarın seçim öncesi kadar ana muhalefet partisiyle uğraşmadığı gözlemleniyor. Ancak en büyük temennilerinin "iç karışıklıklara boğulmuş CHP" olduğunu anlamak için ileri bir zekâ düzeyine de gerek yok. CHP'deki iç mücadeleye dışarıdan yeni aktörlerin girmeye çalıştığı da görülüyor. Bu kapsamda seçimde işbirliği yapılan bazı partiler ve siyasiler, el altından devreye girmeye çalışıyor. Seçim sonrasında başlayan "Senin yüzünden kaybettik, yok senin yüzünden kaybettik" tartışmalarının bir ucu da CHP kurultayına uzamış durumda. Seçim öncesi yaşanan tartışmalı gelişmeler hakkında tek boyutlu yazılan bazı kitapların CHP kurultayı öncesine yetiştirilmesi manidar. CHP içinde bir mücadele sürüyor ve kazananı kurultayda belli olacak. Buna dışarıdan müdahale etmek kime yarar kime zarar getirir bunun da iyi düşünülmesi gerek. Birtakım geçmiş "siyasi kızgınlıklar" nedeniyle CHP'nin içerisine müdahale etmeye çalışmanın sonucunu kestirmek zor. Bu çabalardan delegenin nasıl etkileneceğini anlamak da pek olanaklı değil. Amaca hizmet de edebilir, ters de tepebilir. En iyisi CHP'yi CHP'lilere bırakmak.

Siyasi tarih, son mayıs seçimlerini nasıl yazacak Muhalefet liderlerinin davranışlarını, hedeflerini, stratejilerini, alt uygulamalarını nasıl değerlendirecek Biz gazeteciler, bu sürece nasıl yaklaşacağız Bunların hepsi tartışılabilir. Yalnızca bir noktaya dikkat çekmek daha faydalı olacak. Türkiye'de beş ay sonra bir yerel seçim var. Bu seçimlerin nasıl geçeceği, sonraki dört yılın da belirleyicisi olacak. Örneğin anayasa değişikliği gündeme gelecek mi, anayasada cumhurbaşkanı seçilmenin koşullarında bir değişiklik olacak mı,