Papağan sayıklaması

Genel seçimlerden önce iktidar sahipleri, yeryüzünde uygulanmayan bir ekonomik modelde ısrar ettiler. Kur korumalı mevduat (KKM) diye bir şey getirdiler. Yani parası olanın parasına korumalı, garantili faiz... Şu anda ülkenin başına bela olmuş durumda. Emekliler, emekçiler, dar ve sabit gelirliler kıvranıyor. Ama parası olana garantili, korumalı faiz ihmal edilemez...

IMF ve Dünya Bankası destekli bakan, sosyal medyadan açıklıyor: Enflasyonu düşüreceğiz, cari açığı azaltacağız, bütçe disiplinini tesis edeceğiz ve yapısal sorunları çözeceğiz. Kamuda tasarruf yapacağız. Kararlıyız...

Peki 22 yıldır ne yapıyorsunuz, kim yönetti bu ülkeyi ve bu hale getirdi Bilmiyorsanız niye zorluyorsunuz

Her şey bir yana... Bir konu var ki son 40 yılı bu ülkede geçirenleri delirtebilir: Yapısal sorunlar... Bunun da yalnızca bir boyutuna, nitelikli eğitim boyutuna değinmek her şeyi açıklar. Eğitimli işgücü, ara eleman ihtiyacının karşılanması masalı... Ülke her altüst olduğunda anlatılır ama hiç çözülemez.

Çocuk sahibi herkesin eğitimden haberi var ama Bakan Yusuf Tekin'in yok. Ona göre kapalı köy okulu yok. Devlet okullarında öğretmenlerin güvenlik sorunu yok, maaşlarının zaten önemi yok. Eğitim motivasyonundan uzaklaşmış öğrenci kitleleri yok. Özel okul fiyatlarının dört kat artması gibi bir sorun yok. Aslında bu anlamda gelecek de yok, umut da yok...

AKP döneminde sistem içine çekilen tarikat ve cemaatlerin vakıflarını eğitimin omurgasına yerleştirmenin dışında bir amaç da yok.

Yalnız minicik bir sorun var; bu anlayış eğitimdeki yapısal sorunu çözmüyor, büyütüyor. Yani savunduğunuz imam hatip eğitimi, tarikat-cemaat anlayışlı eğitim, savunduğunuz serbest piyasa ekonomisinin beklentilerinin tersine işliyor. Ülke boşlukta duranlar ülkesi oldu. Yığınla üniversiteye karşın niteliksizlik tavan yapmış durumda. İnsan çok. Futbolcu yok, tesisatçı yok, pideci yok fırıncı yok, camcı yok, kitap basılamıyor yok, okuyan da yok...