Büyüyen yalnızlık

Genel seçimlerden önce, seçimler sonrası için tahminler yapılırken iktidar değişse de değişmese de ekonomi politikaları değişeceği için Türkiye'ye dışarıdan para musluklarının açılacağı yönünde beklenti vardı. Aklıselim ekonomistler bu beklentinin hayal olduğunu söylüyordu. Zaman geçti, seçim bitti, iktidar değişmedi, para da gelmedi. Kolay gelecek gibi de durmuyor...

Türkiye finansal anlamda "gri liste"de yer alıyor. Kara para aklama iddiaları, ekonomiye kural dışı giren unsurların fazlalığı ayrı bir rahatsızlık. Yabancılar tamamen, yüzde yüz öngörülebilir bir ekonomi görmek istiyorlar. Bu zorunluluk yerine getirilmeye çalışılırken bir "kahraman" ortaya çıktı. Suç ve suçluyla mücadele görevini yerine getiren İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, güven duygusuna aç toplumumuzda hemen büyükşehirlerin belediye başkanlıkları için uygun aday olarak görülmeye başlandı.

Gelinen aşamada ne Batı'dan ne de Körfez'den beklenen para geldi, gelmiyor, gelecek gibi değil. Kendi başımıza kalakaldık.

Hamas'ın saldırısının ardından İsrail Gazze'ye saldırdı, çocuk, kadın demeden masum insanları öldürmeyi sürdürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk aşamada her iki tarafa da "itidal" tavsiye etti. Sonra Batı ve sorunun diğer muhataplarının "güçlü Türkiye"yi bu konuda muhatap almadıkları ortaya çıktı. ABD'nin Dışişleri Bakanı Blinken, bölge ülkeleriyle görüşmeler yapmak için tur üstüne tur bindirdi. Ancak Türkiye'ye en sonunda geldi, önemli bir gelişme olmadığı soğuk karşılamadan anlaşıldı. Erdoğan'ın itidal öneren tavrı değişti ve "Eyyy Netanyahu..." dönemine geçildi. Hamas'ın "direniş örgütü" olarak tanımlanmasının ardından ABD ve Batı'dan sert ve içeriği dolu tepkiler gelmeye başladı: "Türkiye tercihini yapsın..."

İsrail-Hamas arasındaki çatışma Türkiye'nin politikalarına hasar vermeye başladı. ABD ile bazı konular tam yoluna girmişti. İsveç'in NATO üyeliği konusu TBMM'de onaylanacak, ardından Türkiye'ye 40 F-16 ve modernizasyon kitlerinin satışının onaylanacağı beklentisi yükselmişti. Erdoğan'ın tepkisinin ardından bazı ABD senatörleri, Blinken'a mektup yazarak bu satışların durdurulmasını istedi.