Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz

İsmail Saymaz'ın Halk TV'den ayrılıp Sözcü TV'ye geçmesi ve ondan çok önce Sözcü'den Yılmaz Özdil'in ayrılması sadece bu isimlerin bulundukları kurumlarla yaşadıkları bir siyasi anlaşmazlığın semptomu değildi. Görüşlerine katılmasanız da olaylara rasyonel bakmaya çalışan herkesin kabul edeceğini sandığım gibi bu iki isim muhalif medyanın starlarıdır. Medya starlarının çalıştıkları kurum ile görüş ayrılıklarının geleneksel çözümü kurum yönetimi ile starın anlaşmazlıklarını perde arkasında bir şekilde çözüp(dondurup) bir tür uzlaşma sistemiyle yola devam etmeleridir. Ancak bu iki isim star oldukları kuruma artık dayanamayarak istifayı tercih etmişlerdir. Ne olup bittiğini doğru çözümlemek ülkemizdeki muhalif olarak bilinen medyanın artık çok yaklaşmakta olan gelecekte (burada en fazla bir buçuk aydan bahsediyorum) neler yaşanabileceğinin de ipuçlarını bizlere verecektir. Gerçi ben sadece bu iki starın ismini verdim ama bu yapmaya çalışacağım analiz muhalif diye bilinen medyanın bütünüyle ilgilidir. İsmail Saymaz'ın yeni gazetesinde neler yapacağını göreceğiz. Yılmaz Özdil'in ise nerede yazmaya başlayacağı henüz belli değil. Seçim sonrasını mı bekleyecek karar vermek için bunu bilemiyorum ama bu kararı vermek için seçim sonrasını beklemese daha iyi olur gibi... Çünkü muhalif medyada yaşanmakta olan kimlik krizi sadece yaklaşmakta olan seçim ortamı ile ilgili değil bence derinlerde yaşanan çok daha büyük çalkantıların, fırtınaların bir göstergesiydi iki ismin ayrılması. Bu derinlerdeki çalkantının ve fırtınanın çözümlenmesi bir ay sonraki seçimden sonra yaşanması muhtemel olan büyük medya krizi ile ilgili gereken ipuçlarını verebilir bize. Burada medyanın muhalif olanından bahsetmeye çalıştığımdan bunların karşı oldukları yönetimin tekrardan seçilmesi durumunda yaşanabilecek türde bir krizden bahsettiğimi sanabilirsiniz. Hayır, bundan bahsetmiyorum. Aksine onların şu anda karşı oldukları yönetim tekrardan seçilir ise bu onlar için bir kriz yaratmayacağı gibi bu onların geleceğini bile kurtarabilir. Çünkü muhalif olmanın getirdiği jestler, kavram alışkanlıkları ve muhalif dil kolaylığı var. Bu jestler bu dil ve kavramlar onlara gereken reytingleri sağlıyor ve seçimden sonra bu düzeyi tutturabilmeleri ancak onların karşı oldukları yönetimin yeniden seçilmesi ile mümkün olacak. Onlarda seçim sonrasındaki asıl varoluşsal kriz bugün yandaşı oldukları siyasetin iktidara gelmesiyle ortaya çıkacak. Çünkü o durumda bugün muhalif olmakla alıştıkları jestleri, kavramları ve dili tamamen terk edip yepyeni bir dil bulmaları gerekecek. Bunu yapmak yazılmasından çok daha zordur. Üstelik bu arkadaşların yıllardır muhalif kalmaktan gelen içselleştirdikleri alışkanlıkları da var. Dolayısıyla seçimde iktidar değişimi olursa ben muhalif medyada büyük bir kimlik krizi yaşanmasını bekliyorum. Seçim sonrasında muhalif olarak düşünmediğimiz medyada da büyük çalkantılar bekleniyor ama muhalif medyada yaşanacak kimlik krizi çok daha büyük olacak bence. Bunu neden söylediğimi Glasnost sonrasında Rusya'da yaşananlardan bir örnek vererek açıklamaya çalışayım. Glasnost öncesi Sovyet sisteminde Rock grupları gizlilikler, her şeyin