Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları

"AAAşşşKıım" gibi lüzumlu-lüzumsuz herkesin ağzında olan bir başka sinir bozucu laf daha, özellikle kampanya sürecinde duyulmaya başlandı. Nedendir bilmem insanlar "Kitabın ortasından konuşuyorum" lafını gerekli gereksiz durmadan kullanıyorlar. Aylardır aynı tavırları alan, aynı görüşleri laflarına hiç değişik nüans bile katmayı düşünmeden savunan bilindik kişiler galiba biz kendilerinden çoktan bıkmış olan seyirciler açısından bir yenilik gibi algılanacağını ve bizim onları sonunda seveceğimizi düşünüyor olsalar gerek "Şimdi kitabın ortasından söylüyorum" lafını gururla kullanıp duruyorlar. Kitap hiç okumamış olsak çok önemli bir şey söyleyebileceklerini düşüneceğim ama çoğunluğunun hayatlarında pek kitap okuma alışkanlığı olmadığına emin olduğum bu insanlar kitaplara ortasından başlandığında katiyen bir şey anlanamayacağını ve ortasından konuşmaya girince anlamlı bir laf söyleyebilmenin de imkansız olduğunu bilmiyorlar. Nitekim ister gazeteci isterse Cumhurbaşkanı adayı olsun lafa "Şimdi kitabın ortasından giriyorum meseleye" diye başlayan her insan istisnasız her durumda saçmalıyor. Bu insanlara bir de yardımcı tüyom olacak; dünyadaki hemen her anlamlı kitap, eğer yazarı Immanuel Kant değilse, orta bölümlerine gelindiğinde fikri geliştirme bölümün sonlarına gelmiş ve sonuca yavaştan girmiş durumdadır. Dolayısıyla kitabın ortasından lafa giren insanlar bir fikri geliştirmeye fırsat bulamadan konuşmuş oluyorlar ki; bu durum tartışma programlarına düzenli katılan konuşmacılar açısından geçerli olan bir durumdur. Bunun yanında kampanya sürecinde sinirimi bozan bir diğer husus hangi partiden olursa olsun adayların kendilerinin daha