Savaşa dair

Maalesef dünyanın hemen her kültüründe savaş ve savaşçı yüceltilen bir kavram. İnsanlık belki de Habil ve Kabil'den beri birbiri ile çatışma halinde. Sıradan insanlar arasındaki çatışmaların bile sıklıkla kan dökmeyle sonuçlandığı bir coğrafyadayız. Taht için kardeşini öldüren ile babadan kalma birkaç parça mal için birbirine giren kardeşler arasında çok büyük bir fark yok, tek fark birini yapana kimse katil diyemiyor!...Medeniyetin gelişimi ile savaşın gündemimizden düşmesini beklesek de öyle olmadı. Bugün kendisini medeniyetin beşiği olarak gören Avrupa çıkardığı iki büyük savaşta milyonlarca insanı öldürdü. Her iki savaşta da sivil ölümleri inanılmaz boyutta idi. Soğuk savaş döneminde dünyanın dört bir tarafında yaşanan örtülü vesayet savaşlarında da yine milyonlarca sivil hayatını kaybetti ve hala kaybediyor.Savaş ve terör, topraklarından ve kapılarından uzak olduğu sürece insanların pek de umursamadığı kavramlar. Hatırlayın, ülkemizde köy boşaltmaları ile bölge halkının Batı illerine kontrolsüz göçüne kadar Kürt meselesi -şehitler gelmedikçe, ateş genelde düştüğü yeri yakıyordu- Batı'daki halkımızın hiç umurunda olmamıştı. Suriye'de iç savaşın çıkmasını koşar adım destekleyen muhafazakâr-İslamcı kitle de ülkemize milyonlarca Suriyeli mülteci akana kadar neye destek verdiklerini çok da fark etmedikleri gibi.Ve üzücü olan hala Suriye'de yaşananları halkımızın bir kısmının anlamamaktaki büyük direnci. Ukraynalıların Rus saldırısına karşı verdikleri onurlu mücadeleden yola çıkarak Suriyelilerin ne korkaklığı ne de hainlikleri kaldı.Beyler bilerek yapıyorsanız gerçekten çok ahlaksızsınız demektir. Suriye'de çıkartılan savaş kimin kime taraf olduğu bile belirsiz bir iç savaş kışkırtması idi. Kalıp, ülkesini savunmasını istediğiniz insanlar kimi kime karşı savunacaklarını bile ayırt etmekte zorlanıyorlardı. Peki, Ukrayna için böyle bir durum var mı Yok, öyleyse en azından biraz edep takınıp susmak sizler için hayırlı olacaktır.Daha dün Rusya'nın ve Putin'in ne denli tehlikeli bir güç olduğunu söylediğimizde pek çok kimse ABD'nin ve Batı'nın günahlarını sayarak cevaplar veriyordu ve ne acı ki bu tavırda hala ısrarcı olan bir kitle var. Eski sosyalistler bir yana İslamcı-milliyetçi-muhafazakâr kitle içinde de çok sayıda destekçi bulabiliyorlar.ABD ve Batı'nın günahları elbette çok büyük ve hiçbir bir sebep bu günahları meşrulaştıramaz ancak Rusya ve Çin gibi güçlere baktığımızda aradaki bazı önemli farkları da görmemiz gerekiyor. Birincisi Batı işlediği günahlar için en azından yalanda olsa bir gerekçe bularak kamuoyunu etkilemeye çalışıyor. İkincisi orada savaşı eleştiren kesimler ve yalanları ortaya çıkaran, bunu da yayınlamaktan çekinmeyen bir basın var.Yıllar süren Vietnam savaşı basına servis edilen yalan bir haberle başlatılmış ve yine basının bu yalanları ifşa etmesi ile sona ermişti. Batıda liderler kamuoyunu haklılıklarına-dürüstlüklerine inandırabildikleri sürece iktidarda kalabilirken -bize göre ne var bunda diyeceğimiz- basit yalanlar bile koltuklarını kaybına yol açabiliyor.Peki, Rusya ya da Çin'in böyle bir derdi var mıYok, çünkü Putin'i ve de bu rejimleri bağlayan hiçbir ahlaki değer yok. Olmadığını Suriye Savaşı sırasında hem de aynı masada karşılıklı otururken gözümüzün