Mutfak yanıyor muhalefet bekliyor!...

Ülke adı konmamış bir seçim sathına uzun süredir girmiş durumda. İktidarın seçim kanunu değiştirme çabası da bunu net olarak gösteriyor. Normal şartlarda 2023 Mart-Haziran arası seçimler yenilenmiş olacak. Peki, bu kadar az bir zaman kalmasına karşın seçime hazır bir parti var mı Göründüğü kadarı ile henüz kimse hazır değil. Muhalefette -kurulan masalara rağmen- henüz tam olarak nasıl bir strateji izleneceğine dair verilmiş bir karar yok. Sanırım herkes Erdoğan'ın atacağı adımları bekliyor. Kafalarında ortak bir aday var mı, varsa bu kim Henüz kamuoyu ile paylaşılmış bir durum yok. Aday belli ise, adayın açıklanmama nedeni adayın yıpratılmasını engellemek olabilir. Bu da bir tercih ama aday konusunda anlaşıldığını pek sanmıyorum. İttifak'ın ortak noktası güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş vaadi. Ancak, bu konuda önce toplumun iknası gerekiyor ve bu konuda ikna edecek kişi de sanırım Cumhurbaşkanı adayı olmalı. Dışardaki beklenti, İmamoğlu ya da Yavaş'tan birisi. İkisinin de kendilerince artıları ve eksileri var ama bence sorun adayın kim olacağından çok, ne vaat edildiği ve toplumun buna ne karşılık vereceği. Mutfaklar uzun süredir alev almış durumda ve ortalık yangın yeri ama hala Erdoğan ve Ak parti Türkiye'nin en güçlü partisi. Eski sistem devam etse idi, Erdoğan'ın iktidarı kaybetme ihtimali pek olmayacaktı. Sanırım sürecin bu hale geleceğini tahmin edebilse, Erdoğan Devlet'in yaptığı teklifi kabul ederek kendisini bu çıkmaza sokan başkanlık sistemi ile elini konu bağlamazdı. Evdeki hesabın çarşıya uymadığı çok açık. Muhalefet açısından da durum farklı değil. Mevcut sistemin revize edilerek eskisinden -Parlamenter sistemden- daha iyi hale gelebileceği ortada iken abartı bir nostalji sunuluyormuş hissi verilmesi ciddi bir yanılgı. Mevcut sistem çok açık bir şekilde pek çok bakanlık ve kurumun birikmiş müktesebatını yok etti. Halbuki bazı alanlarda bilgi birikimi ve teamüller çok önemli ve partiler üstü bir durum. Erdoğan sonrası için bu kurumların nasıl inşa edileceği de bir başka sorun. Tek güvencemiz doğanın asla boşluk kabul etmemesi ve boşlukları sancılı da olsa doldurması. Buradaki sorun geçiş sürecinin uzunluğu ya da kısalığı olacak. Bu sorun Erdoğan kazansa da gündemimizden çıkmayacak çünkü maalesef Erdoğan kendi yerine bir isim ya da isimler hazırlamış değil. O kadar güçlü bir karizma ile ülkeyi yönetti ki yerini kim alırsa alsın, partiyi bir arada tutması pek mümkün gözükmüyor. Ak Parti'nin problematiği de burada yatıyor. Başlangıçta Erdoğan ve arkadaşları vardı, bugün ise sadece Erdoğan. İlginç bir şekilde muhalefet açısından da iç açıcı olmayan durum tam burada ortaya çıkıyor. Mutfaktaki yangına rağmen hala Erdoğan'ı bu yangından çıkış için tek aday gören büyük bir kitle var. 2002'den farklı olarak bu kez topluma Erdoğan'ın karşısında heyecan verecek bir kadro yok. Ve 20 yıllık iktidar sürecinde Türkiye'nin demokrasi