Kış detoksu ile yağlara veda edin
Mevsim geçişleri sirkadiyen ritmin değiştiği ve doğal olarak vücudun toksin atma yeteneğinin de zorlaştığı süreçlerin başında gelir. Bu dönemi doğru besinlerle sonbahar ve kış mevsimine denk gelen aylarda sadece beş gün uygulamak vücudun hücresel yenilenmesinde büyük itici güç sağlar
Ekim şubat ayları arasında yetişen mevsim sebzeleri toksinlerin atma gücüne güç katan besinsel içerikten zengindir. Pırasa, sarımsak, zencefil, mantar, kereviz, tatlı patates ve havuç açıkçası hem yağlara veda etmeyi hem de karaciğerin toksin yükünü azaltmayı sağlamaktadır.
MANTARLARA TABAĞINIZDA YER AÇIN
Kolesterol düşürme, iştahı dengeleme, basit karbonhidratların bağırsaklardan emilimini yavaşlatmayı sağlayan mantar sonbahar ve kış aylarının da en zengin besin içeriğine sahip sebzesidir. Ancak çiğ tüketmemenizi tavsiye ederim. Mutlaka az yağda soteleyerek veya fırınlayarak ya da tencerede pişirerek yemek en sağlıklısıdır. Mantar pişirildiğinde kanserojen etkili olan agaritin adli bileşiğin parçalanarak aktivitesinin kaybolmasina yardımcı olur. mantara özgü antioksidan olan ergotionin, pişirme ile güçlendiği için bağirsaklardan daha iyi emilir.
Ayrıca mantarda bulunan beta glukan süper bir liftir ve kısa sürede tok kalmanızı sağlar. Ve küçük bir hatırlatma. Mantar et yerine geçebilecek bir alternatifi değildir. 100 g ortalama 1 avuç içi kadar yağsız et yaklaşık 19-26 g arasında hayvansal protein içerirken 150 g yaklaşık büyük bir kase sotelenmiş mantar 4 g bitkisel protein içerir. Et bulamıyorsan mantar yemek fikri doğru değildir.
SARIMSAKSIZ GÜNÜNÜZ GEÇMESİN
Sarımsağın kabuğunu soyun ve direk ezin. Sarımsakta bulunan kükürtlü bileşik allisinler oksijenle aktifleşerek vücutta toksin atma gücünü ortaya çıkarırlar. Allisin, aynı zamanda sarımsağın yoğun kokusunun da nedenidir. Allisin, fermantasyon esnasında sadece siyah sarımsakta bulunan S-Alilsistein maddesine dönüşür. Allisinin azalması nedeniyle siyah sarımsak, rahatsız edici keskin kokusu ve tadını kaybederek tatlı bir tada ulaşır. Fermentasyon sonucunda oluşan siyah sarımsak, normal sarımsaktan 2 kat daha fazla antioksidan içerir. Beyaz ya da siyah fark etmeksizin sarımsak vücuttaki serbest radikalleri azaltarak, süperoksit dismutaz, katalaz gibi antioksidan enzimlerin etkinliğini artırır. Yapılan çalışmalarda mide, akciğer, kolon gibi organlardaki kanserli hücrelerin ölümünü sağlayarak kansere karşı koruduğu görülmüştür. Vücut ağırlığının azaltılmasında yardımcıdır, ayrıca ALT, AST gibi karaciğer enzimlerini düşürerek karaciğer koruyucu etki gösterir. Sağlığa muhteşem faydaları olan siyah sarımsağa bir şans verin derim.
YER ELMASI MUTLAKA BİR ANA ÖĞÜNDE OLSUN
Yer elması, görünüş olarak turp, kök zencefil ve kerevize benzetilse de tat olarak çok farklıdır. Tadı, görünüş olarak benzediği sebzelerin aksine tatlıdır. Bazen yemeklerin içinde patatese benzetilen bu sebze çiğ olarak da tüketilebilir. Yer elmasındaki diyet lifi çeşidi olan inülin dediğimiz bir bileşen, bağırsaklarımdaki bakteriler için besin olarak kullanılır bu nedenle prebiyotiktir ve bağırsaklarımıza yararlı etkiler gösterir. Dışkılama sıklığını artırarak kabızlığı önler. Ayrıca inülin, kan şekeri ve kolesterolü düşürücü etki gösterip diyabete ve kalp hastalıklarına karşı koruyucu etki gösterir. Diğer kök ve yumru bitkilerin proteinlerine kıyasla vücudumuz için besinlerle almamız zorunlu olan lizin ve metionin aminoasitleri bakımından zengindir. İyi bir demir içeriğine sahip yer elması; potasyum, fosfor, kalsiyum, B1, B3, C gibi vitamin ve minerallerin iyi bir kaynağıdır.
NARENCİYEDEN VAZGEÇMEYİN
Narenciyede bulunan limonenler karaciğerde toksin atmayı kolaylaştırır. Ayrıca C vitamininden zengin portakal, limon, greyfurt ve mandalina zayıflamayı da kolaylaştırır. Dokuların birbirleriyle bağlanmasını sağlayan ve yer çekimine karşı dokuları sıkı sıkı tutan kolajenin oluşumunda C vitamini olmazsa olmaz vitaminlerden olduğu için beslenme programında narenciyeye yer vermek zayıflarken sarkmaları da önler. Diğer adıyla askorbik asit olarakta söylediğimiz C vitamini suda çözünen ve fazlası genelde idrarla atılan vitaminlerdendir. C vitaminini yeterli aldığınızda kolajen de yeterli düzeyde üretilmekte ve dokuların dayanıklılığı artmakta; kemik, deri, kan damarları güçlenmekte hatta yaraların iyileşmesi de hızlanmaktadır. Eğer bu dokuların yapısında zayıflama varsa C vitamin eksikliğinin belirtisidir. Ayrıca inorganik demirin emilimini de sağlayan C vitamini anemi ve stresin de tedavisinde yardımcı olduğu kanıtlanmıştır. Soğuk algınlığını önlemese de şiddetini ve süresini azalttığını açıkça söyleyebilirim.
PIRASAYI SIK YİYİN
Pırasa, sülfürlü bileşikler, kaemferol adlı flavonoid, inülin adlı polisakkarit ki bu prebiyotik etkilidir ve glikozinolatlardan zengindir. Bu bileşikler sayesinde kolesterol düşürücü, kalp damarlarını yenileyici, karaciğer hücrelerini yenileyici, karaciğerde detopksifikasyonda görevli enzimleri aktifleştirişi, kanın akışkanlığını arttırıcı, trigliseridi azaltıcı, prostat, kolorektal, mide ve meme kanseri riskini azaltıcı etkileri mevcuttur. 100 gramı 57 kalori içerir. Bu sebeple hem zeytinyağlı yemeği hem de pırasa eklenmiş detoks etkili çorbaları sonbahar kış detoksunda sıkça tüketin derim.
5 GÜNDE TOKSİN ATAN KIŞ DİYETİ