Putin de İncil'e sığınırken; içerde de birileri, iş başında

Rusya Başkanı Vladimir Putin'in genel olarak akıllı, temkinli, uluslararası denge oyunlarını iyi takib edip değerlendiren ilginç bir satranç oyuncusu olduğu kabul edilirdi. Ama, onun Ukrayna'ya saldırısı ve maddî açıdan en eşitsiz şartlar altında ve en küçük bir ahlâkî - insanî kaygı taşımaksızın sürdürdüğü savaşın sonu ne olursa olsun; Putin, bu savaşı, insanî değerler açısından, daha baştan kaybetmiştir; askerî açıdan bir 'üstünlük' sağlansa bile, bu, şerefli bir yenilgiyle kıyaslanamayacak kadar utanç verici bir zafer olacaktır. Yani, Putin, bu saldırgan barbarlığıyla, 'Kinjal' (Hançer) dediği esrarengiz ve kendi iddiasına göre, engellenemeyen, vurulamayan o esrarengiz 'hançer'füzeleriyle gerçekte kendi şahsiyetini vurmuş ve ismini, Truman, Stalin, Hitler, Churcill ve sair zamâne fir'avunlarının listesine eklemiştir. Evet, 1 aya yakın zamandır, herhalde hemen herkese, 'Bu kadar ilkel bir savaş mı olur' dedirten bir saldırganlıktır, sergilenen... Biden ve hempâlarının, geri kalır tarafı varmış ve kendilerinin ne olduğunu dünyanın bilmiyormuş gibi, Putin'i 'kaatil' olarak suçlamaları ise, traji-komik bir durum.Çünkü, askerî mekân olmadıkları açıkça belli olan yerleşim birimleri, 30-0 kat'ı bulan dev siteler, toplu meskenler, insanların sığındığı tiyatro binaları, mâbedler, alış-veriş merkezleri, sığınaklar hedef olarak seçilmekte. Hattâ, doğumevleri ve hastaneler bile bir viranedir artık. Rusya Dışbakanı Lavrov, hastanelerin , 'silâhlı unsurları yerleştirildiği' için vurulduğu iddiasında bulunmuştu. 'Ukrayna diye ayrı bir devlet yoktu, halkı ile de, dil, din ve tarihte hep ortak olmuş bir ulusuz.' diyen Putin, hâlâ, savaştan söz etmiyor şimdilerde, 'Rus kökenli olanlara nazist ırkçı saldırılar yapıldığı'ndan söz ederek, insanî hedefli bir dâhilî operasyondan söz ediyor, ama, 40 milyonu aşkın nüfusu olan kocaman bir ülkeyi kuşatıyor ve 'hedeflerimizi planladığımız şekilde gerçekleştiriyoruz.' diyor, halkına. Ne de olsa karşısında, kendisine mukabelede bulunacak bir güç yok.Çünkü, Ukrayna'nın savaşacak gücü yok; Sovyetler Birliği zamanından elinde kalan 'nükleer silâh başlıklı' binden fazla füzelerin zayıf ellerde kalmasının tehlikesine karşı, 'Rusya'nın ileride kendisine saldırılmayacağı'na dair bir garanti andlaşmasını Amerika'nın baskısıyla imzaladıktan sonra Rusya'ya teslim etmişti.Andlaşmalarda verilen sözlere bağlı kalmak mıMaalesef, dünyada geçerli olan gerçek: 'Gücün kadar konuş!.' Ukrayna Başkanı Zelensky de, Putin'le görüşmekten başka bir çare göremiyor ve onun dayatma taleplerini Ukrayna halkının referandumuna sunacağını belirterek, 'teslim bayrağı'nı zımnen çekmiş gibi.Ama, bu arada ilginçtir, geçen hafta, 18 Mart günü yaptığı konuşmada Putin, kendisinin bir 'Ortodoks -Hristiyan Rus' olduğunu belirterek, Yuhanna İncili'nden, 'Dostunu kurtarmak için kendi hayatını fedâ edebilen insandır gerçek dost...'(1513) meâlindeki âyeti okumuş. Yani, Ukrayna'daki dostları için ölüyorlar. 'Putin papaz mı oluyor' diyebilirsiniz.Putin'in böylece, Çeçenistan'daki Rusya kuklası Kadirov'un, Müslüman savaşçıları, Putin'e dostluğunu göstermek için Ukrayna'ya göndermesini de 'kutsanacak bir sevgi' olarak nitelemiş olsa gerek!!Mâsum çocukları, savunmasız sivil milyonları bombardımanlar altında ezmek ve insan emeğiyle meydana getirilmiş maddî zenginlikleri bir harabeye döndürmek de mi dostluk sevgisi hatırınaVe içerde, seçimlere 14 ay kalmışken; fitneciler devrede... Tam da, dünya medyasında, Türkiye'ye en uzak yayın organlarında bile -sadece Ukrayna- Rusya Savaşı'nda değil, Kafkaslar'da, Balkanlar'da, Afrika