Bu alçakça saldırı, Diyanet'e yapılan 'Ortaçağ' nitelemesinden hafif mi ki, susuluyor

B. Amerika'da 'ateist (tanrı inancı olmayan)' bir papaz haberi vardı, birkaç ay önce.. O kişi vazifeli olduğu Kilise tarafından kovulmuş ve ama, mahkeme, 'kişi ateist olsa da, işini yapıyor, âyinleri icra ediyor' diyerek, onu vazifesine iade etmişti. Hristiyan dünyası, bu gibi daha nice tutarsızlıklarla mâlul..Ateistliğin ötesinde, Hz. Meryem ve Hz. İsâ için en çirkin yakıştırmaları da yapıyorlar.. 33-34 yıl öncelerde 'Hz. İsâ'ya çirkin isnadların yapıldığı 'Günaha Son Çağrı..' isimli bir filmin seyredilmesinin haram olduğunu (merhûm) İmâm Rûhullah Khomeynî açıkladığı zaman, konuyu anlamakta zorlanan nice Hristiyanlar, 'Tamam da.. Jesus (Hz. İsâ) konusunda Müslümanlara n'oluyor' demişlerdi, şaşkınlık içinde.. Bilmiyorlar ve idrak edemiyorlardı ki, Müslümanlar, bütün enbiyaullah'ı ilâhî peygamberleri, aralarında bir fark gözetmeden kabul ile, onlar eliyle sunulan bütün İlahî Kitabların ilk geldiği andaki muhtevâsının kesin doğruluğuna imân ederler. (Bu vesileyle hatırlayalım.. Cemil Meriç de 'Jurnaller' adıyla yayınlanan kitabında, -Kur'an-ı Mubîn'de en saygın isimler olarak anılan- 'Hz. Meryem ve Hz. İsâ'ya o kadar çirkin ve müstehcen ve haram kelimelerle saldırmıştır ki, tekrarı da günah olacağından yazmıyoruz...O bölümler, -kızı Ümid Meriç hanımın, 'Burada annem ve ben itiraz ediyoruz..' parantez içi notuna rağmen, en çirkin ve müstehcen kelimelerle yine de yayınlanmıştı. Ümid Meriç hanıma, o çirkinlikleri, iftira ve müstehcen kelimelerle ifade edilmiş hakaretleri temizlemesi gerektiğine dair bir hatırlatmayı, 4 yıl öncelerde Star'da da açıkça yazmıştım, hiçbir açıklama yapmadı.)Bu girizgâh, İzmir- 9 Eylûl Üni. İlâhiyat Fakültesi'nde Felsefe ve Din Psikolojisi alanında 'öğr. üyesi' olduğu söylenen bir kişinin, derste öğrencilerine, iffetini Kur'an'ın açıkça beyân ettiği Hz. Meryem konusunda küstahça bir konuşma yaptığı iddiası vesilesiyledir. Haberlerde aktarılanlara göre, bu kişi, inancımıza açıkça ve alçakça saldırmış olup, te'vil edilecek hiç bir tarafının olmadığı anlaşılmaktadır. Doğrusu, haberi aldığım zaman, 'hiddetim, yazının şiddetini de etkilemesin' temkiniyle, konuyu araştırmaya yönelmişken; bir hanım yazar, SABAH'tan Hilâl Kaplan kardeşimiz, mes'eleye evvelki gün (10 Ocak) yazısında, lisan nezahati içinde yaklaşabilmiş.. Gerekli bilgiler o yazıda teferruatlı şekilde anlatılmış.. Kendisine teşekkür ediyorum. İlgili Fakülte, o dersin sosyal medyaya da yansıyan ses kaydının bağlamından koparıldığını ileri sürmüş, ama, ses kaydının tamamı sosyal medyada paylaşıldığında, öyle bir bağlamından koparılmanın olmadığı anlaşılıyor. Ayrıca, bir öğrenci itiraz edince, bu kişi, "Aslında babasız doğdu, mabasız doğdu diye anlatıyoruz ama, bu bize anlatılmayan bir hikâyedir." diyor. Hz. Meryem'in iffetinden Kur'an-ı Kerim'de açıkça bahsedilirken, söz konusu Fakülte'nin Dekan'ı ve bazı öğretim üyeleri de o kişiye sahip çıkmışlar.. 9 Eylûl Üni. Rektörü Nükhet Hotar'dan da henüz bir açıklama yok.. Hilâl Kaplan hanım, haklı olarak ona da sesleniyor ve 'Nükhet Hanım, o kaydı lütfen dinleyin ve Hz. Meryem'in temiz ismi geçen yerlere kendi isminizi koyun; acaba ne anlam çıkaracaksınız Şayet Dekanlığın iddia ettiği anlamı çıkarıyorsanız, sizi vicdanınızla baş başa bırakıyorum. Ancak (...) bilmenizi isterim ki Hz. Meryem'in kıymeti bizim de kendi annelerimizin de üzerindedir' diyor. Sözüm bir de siyasetçilere.. Diyanet'in Kur'an Kursları açmasına 'Ortaçağ zihniyeti' diye saldıran kemalist-laik Ö.Ö gibi bir siyasetçinin alçakça saldırısına