'Açgözlüler' fiyatları daha da artırılabilirler; çünkü, yapabiliyorlar!'

'Koronavirus Salgını' ve son 'Rusya- Ukrayna Savaşı' gerekçe gösterilerek kapitalist emperyalizmin en gelişmiş ülkeleri dahil, bütün dünya çapında gündeme gelen ve pandemik bir mahiyet kazanan pahalılık ve enflasyon gibi ekonomik kriz konuları etrafında bazı değerlendirmelere bakıldığında; özellikle de enflasyonun, 'Açgözlülükle körüklendiği'ne dair yaklaşımların hemen her yerde ortak bir kanaat olarak ortaya çıktığı görülmekte.Bu konuda bir yabancı yayını okurken bu aynîlik dikkatimi çekti.Amerikan Kongresi'nden bir senatör, yaptığı konuşmada, "Şirketlerin yöneticileri, enflasyonu artırmaya yardımcı olmaktan ve fiyat şişirerek kâr marjlarını şişirmekten mutlular..." diyordu; 'fiyatların bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 8- 9 kadar arttığı ve bunun son 40 yılın en yüksek artışı olduğunu; ama, aynı zamanda şirketlerin de, on yıllardır en yüksek kâr marjlarının tadını çıkardıklarını' da ekleyerek.C. Başkanı Erdoğan da, evvelki gün, Tokat'ta konuşurken, hayat pahalılığını meydana getiren etkenlere değiniyor; 'Rusya-Ukrayna Savaşı'nın bütün dünyada meydana getirdiği ekonomik olumsuzlukların sadece mal yokluğu iddialarından değil, bir kısım 'açgözlülükler'den de kaynaklandığını belirtiyordu.Yani, dert her yerde aynı...Bazı ekonomistler ise, genellikle mevcut enflasyonu, 'çok yüksek tüketici talebine ayak uyduramayan arz eksikliği ' şeklindeki klasik bakışla açıklıyorlar.Ama, bu kadar sâde bir izahı yapabilmek için ekonomist olmaya da gerek yok. Hani, meşhur deyimle, 'arz ve talep kelimelerini güvercinlere de öğretseniz, onlar da ekonomist olur.' şeklindeki ironik ifadeyi hatırlamadan edemiyor insan. (Bilindiği üzere, enflasyon, şişme, kabarma mânasında Fransızca bir kelime olup, sağlıklı büyümeler değil, bünyedeki şişme ve kabarmalar enflasyon olmakta, sosyo-ekonomik bünyenin hastalığı sayılmaktadır.)Bazıları ise, enflasyonu, sadece 'açgözlülük'le izah etmenin, 'fiyatlara ahlâkî bir yaptırım freni etkisi yapabileceğini söylüyorlar.Diğer bazıları da enflasyonda, sadece ticarî şirketlerin değil, tüketici kesimlerin 'açgözlülüğü'nün de etkili olabileceğini hatırlatıyorlar. Ki, bunu, piyasadan çekileceği veya kalmadığı iddia olunan bir mala, hemen, ve sadece kendisini düşünen bazı kesimlerin 'açgözlülük'le de, 'açık gözlülük'le de izah edilemeyecek bir görgüsüzlük halinde hücum edişlerinde ve evlerinin birkaç aylık ihtiyaçlarını karşılayacak malı satın almalarında ve mağazaların raflarının bir anda boşaltılışında ve bu durumu, çoğu satıcıların da zevk alarak seyredişlerinde görmüyor muyuz Bunu bizim toplumumuzda önce ayçiçeği yağı ve şimdi de şeker konusunda görmedik mi Yani, fiyatları gerçekten yükselten sadece şirketler değil, 'açgözlü tüketiciler'dir de.Ayrıca, her fiyat artışının arkasında 'açgözlü bir kapitalist' olduğu iddiasının, o suçlanan kesimi, 'enflasyonu yükseltmekte daha bir kararlı hale getirdiği' görüşü de bir ayrı konu. Yani, ortaya, 'yumurta-tavuk' ilişkisi gibi bir tablo çıkmaktadır.Elbette, 'açgözlülük' enflasyonun tek sebebi değil, ama onu daha da körüklüyor. Ve materyalist insanlar, digergamlık başkalarını da düşünmek hasletinden nasibsiz olduğu için, sadece kendisini düşünür.. Kezâ, özellikle büyük şirketler, mağazalar zinciri veya holdingler pazar payının çok büyük bir kısmını ellerinde tuttukları için, tüketicilere aktardıkları malın fiyatını, hattâ, 'filanca malın piyasadan çekileceği' dedikodusuyla yükseltebiliyorlar.Şirket kârları rekor seviyede olan bu büyük şirketler, mâliyet artışlarını kolayca karşılayabildikleri halde; fiyatları yükseltiyorlar, çünkü yapabiliyorlar;