Tiflis Uluslararası Kitap Fuarı notları...

Geçen hafta Tiflis Uluslararası Kitap Fuarı'ndaydım. Hayatı kaçırmamak için yola çıkmak gerekiyor, bir şeyleri geride bırakmak için değil. Tiflis de bize eskiyi hatırlatarak günü yaşamayı öğütlüyor... Önyargılardan uzak gitmek gerekiyor. Doğudaki bir Batı şehrine gidiyorsunuz, aynı şehirde birçok zenginliği yaşayacaksınız.Tiflis'te eski bir matbaayı otele dönüştürme fikri şahane olmuş. Çağdaş bir tarzın birleşimi olarak övgü toplayan Stamba Hotel, kentin büyüyen küresel önemini adeta yaşatıyor. Bol kitaplı konsept bir hotelde kalmak sahici duygulara yol açıyor. Tiflis Uluslararası Kitap Fuarı'nda Metin Celal, Faruk Şüyün ve Nermin Yıldırım'ı daha yakından tanıma fırsatı buldum. Sanırım, gastronomi ve edebiyatı aynı anda değerli bulan yazarlar çoğalıyor. Türkiye, 24'üncü Tiflis Uluslararası Kitap Fuarı'nın bu yılki "odak ülkesi" oldu. Expo Georgia alanında düzenlenen fuarın Türkiye katılım organizasyonu, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) birlikte yapıldı. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, şunları söyledi: "Kitapsız, sözsüz, yazısız kültürü aktarmak mümkün değil. Sonuçta eğer kitap varsa söz vardır. Ne kadar kitap varsa, o kadar aktarım söz konusudur."İstanbul Ticaret Odası Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay, "Tiflis'te yükselecek her kitap, tüm dünyada barışın, kardeşliğin ve mutluluğun yaygınlaşmasına vesile olacaktır" dedi. Fuardaki Yayımcı Meslek Birlikleri Federasyonu (YAYFED) Başkanı Münir Üstün de şu sözleri ekledi: "Birbirimizi daha iyi tanımamızda ve kültürel alışverişin ilerlemesinde, bilhassa çeviri kitapların rolü gerçekten çok büyük. İyi çeviriler içinse öncelikle, yazar ve yayıncıların karşılıklı iletişimini artırmak zorundayız."Haberin DevamıAtilla Dorsay'ın eşi Leman Dorsay'ın anılarıAtilla Dorsay'ın eşi Leman Dorsay, anılarını yazmış adı -şimdilik- "Bu da Benim Hayatım". Leman Hanım anılarında, eşi Atilla Dorsay'la birlikte yaşanmış 48 yıllık bir hayatı, açık yürekli, yalın bir şekilde aktarıyor: "Gençken insan hayatını hazırlamakla meşgul oluyor. Ailesinin hayatını, soyunu merak etmiyor. Ancak belirli bir yaşa gelince düşünmeye başlıyor. O vakit de geç oluyor. Anlatacak aile büyükleri bu hayattan göçmüş oluyor. Ben biraz şanslıydım. Anneannem, annem ucundan, köşesinden bir şeyler anlatmışlardı. Çocuklarım ve torunlarım, eğer ileride merak ederlerse, ellerinde bilgi olsun istedim. Pandemi dönemi zamanımız bol olunca, oturup notlar halinde yaşantımı kağıda dökmeye başladım. Annem tarafından başlayıp Atilla'yla yaşantımızı karalarken Atilla yazdıklarımı gördü, 'Bunu biraz daha genişletirsen kitap olur, senin olayları hatırlama hafızan kuvvetli' diyerek beni cesaretlendirdi. Ben de ikimizin yaşantısını, arkadaşlarımızla ve dostlarımızla olan ilişkilerimizi, yapmak isteyip yapabildiklerimi, uzun lafın kısası iyi ve kötü olayları anlatmaya çalıştım. Birikmiş o kadar çok resmimiz var ki seçiminde Atilla'nın çok yardımı oldu. Ve ortaya bu kitap çıktı. Hayatımız boyu hep Atilla ön planda olduğu için beni tanıyan tanır ama bilmeyen de çoktur. Tanıyanlar bu kitabı okuyunca 'Leman'ı tanıyor muyuz' diyebilir. Beni tanımayanlar ise yaşamımdan kesitlere tanık olurlar. Biyografi olduğu kadar yer yer bir dönem kitabı gibi de olduğunu söylediler. Umarım ilgilenenler keyifle okur."Haberin DevamıAyşe Övür'den yeni romanAyşe Övür, izlediğim verimli bir yazar. Tarihsel olaylardan esinlenip güçlü kurgusal romanlar yazıyor. "Sahra 1911" ve "Botter Apartmanı"