Bir kadını kolay alt edemezsiniz

Burcu Ertürk, yeni romanı "Defne"yi okurlarının beğenisine sundu. Romanında kadına karşı şiddetin statü ayırt etmediğini anlatan Ertürk, kitabı yazım sürecini Sayım Çınar'a anlattı. "Defne"yi nasıl konumlandırıyorsunuz Otobiyografik bir roman mı yoksa bir veda güncesi mi - "Defne" aslında kusurlu bir aşkın vedası. Bunu söylerken öyle süslü kelimelerle anlatayım diye değil, samimiyetle belirttim. Her birimizin içindeki kusurlu, kabul edilemez ve kendimize bile itiraf ederken zorlandığımız hislerimizin romanıdır "Defne". Zaten sabrın nasıl yorulduğunu okurken kendimize soracağız, 'Ben nerede buna benzer bir şey yaşadım' diye. Yazar olarak bilmeden, görmeden, dinlemeden en önemlisi de hissetmeden zaten okuyucuya geçirmek çok zor olurdu sanırım. Her insan gibi ben de "Defne" ile örtüşüyorum. Kadınlar her ne olursa olsun bilmeseler de vazgeçmeyen ruhlardır. Yani bir kadını öyle kolay kolay alt edemezsiniz. Susmasıyla bile meydan okur, yeri gelir. Defne ağacı dökülse de hiç solmayan yapraklarıyla meydan okur kışa. Aynı bizler gibi... İşte o yüzden "Defne" her şeye rağmen sabrın sınandığı bir aşkın veda romanı. Bu ülkede kadın olmak, bu ülkede kadın yazmak konusunda neler söylersiniz - Keşke bu soruya sadece gülerek cevap verebilsem. Sorun şu ki bırakın yazmayı, kadın olarak hele ki tek başına mücadele eden kadın olmak başlı başına zor zaten. Boyun eğmenizi beklerler ama aynı zamanda ayaklarınızın üstünde durmalısınız. Susmanızı beklerler ama bir yandan da konuşmalısınız. Şiddete de maruz kalsanız, yaralanıp ölümle bile burun buruna gelseniz yutkunup yaşamalısınız. Gerçek hayat hikayeleri yazarken içimin nasıl acıdığını kitaplarıma döktüğüm satırlarda bulabilirsiniz. Bu konuda o kadar çok doluyum ki neresinden tutsam diye düşünürken yazmaya karar verdim zaten. Biz kadınlar eğitim ve ekonomik özgürlüğümüzde o kadar çok eksiğiz ki yani tamamlasak da toplum süzgecinde örf adet adı altında o kadar çok sınırlanmışız ki, duyduklarım ve izlediklerim karşısında çığlık atasım gelmiyor değil hani. Mental olarak her şeye göğüs geren kadınların gerek fiziksel gerekse psikolojik şiddete maruz kalmaları içimi gerçekten acıtıyor. İşte o yüzden kadın olmak ve kadınlar üzerine bu kadar çok yazıyorum. Çünkü yazdıklarım da, yaşanan yanlış ve adaletsiz gidişe karşı dur deme eylemim. Romanı tamamladıktan sonra neler hissettiniz- Daha önceki romanım "Yade"de yaptığımın aynısını. Derin bir nefes ve ardından buruk bir sevinçle karışan gözyaşları eşliğinde romanla vedalaştım. Çok melankolik gelebilir belki ama inanın o an neler hissettiğimi tarif edebilmek için kelimeler zorlanıyor. Düşünsenize, yaşanılan şiddeti doğru ve akıcı biçimde aktarmak zorundasınız. Ayrıca gerçekleri anlatma gibi bir sorumluluğunuz var ve elbette kitabın kahramanına ve derdimi anlatmaya çabaladığım okuyucularıma karşı olan sorumluluğum da cabası. Yanlış en ufak bir anlatım gerçeklerden uzaklaştırır. O yüzden en çok ona dikkat ederek oya işler gibi işlemelisiniz olayları. Üzerimden nasıl bir yük kalktığını anlatamam. Kitabı okuyucularıma emanet ettikten sonra artık tek duymak istediğim onların bana geri dönüşleri.HİÇBİRİMİZ NORMAL DEĞİLİZ "Defne"nin hikayesinde normallik kavramını da alt metinde tartışıyorsunuz... - Normallik Ben hiç öğrenemedim şu kavramı. Toplum kurallarına göre yaşamaksa, yaşayıp arkadan iş çeviren çok. Kendi kafana göre yaşamak yaşayıp hayatını heba eden de çok. O zaman neye göre, kime göre Bence hiçbirimiz normal değiliz, sadece öyleymiş gibi davranıyoruz. Hepimizin içinde delilikler, renkler saklı. Zaman zaman istediğimiz kişilerin yanında veya kendi başımızayken yaşıyoruz çeşitliliğimizi. Bazen yalnızca sessiz kalan, insanların zamanlarını, enerjilerini, emeklerini çalan ve bundan gocunmadan öylece yaşayıp giden karakterler de yer alıyor romanda. - Alperen! "Defne" romanımı okuyanlar ne demek istediğimi anlar tabii ama bilmeyenler için açmak isterim biraz. Hepimizin hayatında öyle karakterler ya vardır ya da geçip gitmiş, giderken de zararını bırakmıştır. Önceden çok hayıflanırdım. Artık sadece izliyorum.Ne zaman o tarz bir karakterle karşılaşsam uzaklaşıyorum. Bunu öğrenmem zaman aldı ama başardım.