Cadde'nin en yeni dükkânı

Kadıköy'de açılan Paolina tam bir 'semt mekânı'. Yeme-içmenin yanı sıra DJ'li eğlence de var. Saat 22.00 oldu mu, Kayahan'dan 'La-fa-la-sol' mırıldanırken yarım saat sonra bir elinizi kaldırmış, 'Bu Ne Dünya Kardeşim'i söylerken buluyorsunuz kendinizi... Kentsel dönüşüm nedeniyle büyük marka ve zincirlerin ayrıldığı Kadıköy, Bağdat Caddesi yazdan beri yeniden canlanmaya başladı. Ardı ardına açılan mekânlara en son Şaşkınbakkal'daki Paolina eklendi. Tam bir 'mahalle barı', yeme-içmenin yanı sıra DJ'li eğlence de var.Mitolojiden esinlenen Paolina'da sizi iki tanrıça heykeli karşılıyor, duvarlar ve tavan antik görsellerle kaplı. Aklınıza ören yerleri gelmesin. O soğukluğu bol ahşap, hasırlar ve sarı ışıklarla kırmışlar.Menüde kahvaltılıklar, atıştırmalıklar, burgerler ve makarnalara ana yemek olarak et, tavuk ve balık eşlik ediyor. İmza yemeği Hindistan cevizi sütlü ananasla soslanan somon (140 lira).KAPIDA KALMAK YOKBuranın alameti farikasıysa kokteylleri. Aynı zamanda mekânın ortaklarından, tanınmış bar şefi İsmail Çimentay'ın elinden çıkan kokteyller de mitoloji temalı: Zeus, Juno, Moena ve Afrodit öne çıkanlar (130-135 lira).Çarşamba, cuma ve cumartesi DJ performansı var. Her hafta farklı isimler, 80-90'ların Türkçe ve yabancı şarkılarını çalıyor. Saat 22.00 oldu mu, Kayahan'dan 'La-fa-la-sol' mırıldanırken yarım saat sonra bir elinizi kaldırmış, 'Bu Ne Dünya Kardeşim'i söylerken buluyorsunuz kendinizi.Rezervasyon kabul etmiyorlar ama kapıda kalırız korkunuz olmasın. Bekleyenleri girişteki uzun mermer masada ağırlayıp sonra ister bara ister masaya alıyorlar. Bence en güzel yeri gruplar için ayrılmış, şömineli büyük masa.UTKU UYSAL SAHNESİNİN 4 ÖNEMLİ FARKI1- Yılların sahne birikimiyle inanılmaz bir ses yelpazesi var. 'Tutamıyorum Zamanı'yı söylerken Kenan Doğulu'yu, 'Yalan'ı söylerken Tan Taşçı'yı, 'İsyan'ı söylerken Halil Sezai'yi, 'Giderim'i söylerken Ahmet Kaya'yı dinler gibi oluyorsunuz.2- Türk sahnelerinde artık çok nadir bulunan bir özellik: Yerli müzikler kadar yabancılara da hâkim. Bir bakıyorsunuz Tina Turner, Larry King ve The Beatles şarkıları, hatta Eurythmics'ten 'Sweat Dreams' dinliyorsunuz. Ve bütün o geniş yelpaze içinde zerre sırıtmıyor.3- Tuhaf bir egosuzluğu var. Şarkıyı pişiriyor, pişiriyor; söylemesi en güzel, bağırması en kolay yerini seyirciye bırakıyor. Ama sesi yetmediği yerde mikrofonu salona tutup seyirciye yaslanmak değil bu. Başka bir güngörmüşlük, başka bir doymuşluk...4- Özgün