Atla gel Selman

Kemal Sunal'ın "Atla Gel Şaban" filmindeki gibi: Kovboy meraklısı baba, kızının mezuniyetine atıyla gitti. Peki niye bu kadar uzun sürdü, nasıl döndülerDünkü Posta'nın manşetinde Cemhan Şen imzalı harika bir insan hikâyesi vardı.Selman Kerse, İstanbul Silivri'de yaşayan bir western (kovboy filmi) tutkunu. Arkadaşlarıyla birlikte kurdukları Western Club'da zaman zaman bir araya geliyorlar.Kovboy kıyafetleri, şapkaları, mahmuzlu çizmeleri, kalın kemerli kostümleri falan var. Hatta at binmeyi bile biliyorlar.Selman Bey'in kızı Zeynep 3 yıl önce Çanakkale'de üniversite kazanıyor. Zeynep'in okul kaydı için kızıyla birlikte 18 Mart Üniversitesi'ne gelen Selman Bey, o gün kızına bir söz veriyor:"Babamın bir atı olsa binse de gelse türküsü gibi olmasın. Sen bu okulu bitir, ben de seni almaya atımla geleceğim..."Haberin DevamıNitekim okul bitince sözünü tutuyor Selman Bey. Atı Kaan Berk ile Silivri'den çıkıp, 5 günde 300 kilometre yol yaparak Çanakkale'ye gidiyor.Zeynep sevinçten havalarda uçuyor tabii:"Büyük fedakârlık. Buraya bir sürü riski göze alarak geldi. Çok şanslıyım..."Bu mutlu baba-kız tablosu her okuyanı gülümsetti ama benim bazı şerhlerim var tabii düşecek: Anladığım kadarıyla Zeynep'in üniversite kazanması bahane. Belli ki kovboy Selman Bey'in, atı Kaan Berk ile bir uzun yol yapası varmış, diplomayı bahane etmiş. 5 günde 300 kilometre... Pek de hızlı gitmemişler anladığım kadarıyla. Günde 60 kilometre, her gün 10 saat gitsen saatte 6 kilometre. Bir insanın normal yürüyüş hızı. Arada geri geri mi gittiler acaba Selman Bey bu macera sırasında çok sıcak insanlarla da karşılaşmış. "Bana evlerini açtılar, atımı ahırlarına koydum" diyor. Ne güzel yeni dostluklar edinmesi. Zaten Trakya Kızılderilileri de misafirperverlikleriyle meşhur. Cemhan kardeşim; haberin fikri takibi nerede Silivri'ye beraber at sırtında mı döndüler Zeynep master'ını nerede yapacak Oraya da atla gidecek mi Selman BeySinüzit mi, bezelye miÜnlü model Tülin Şahin, yalıda oturmayı neden sevmediğini "Bi Dolaplar Çeviriyoruz" programında açıkladı:Haberin Devamı"Orada biraz sağlık problemi giriyor devreye. Ağır bir sinüzitim var. Denizin üstünde olmak beni çok yoruyordu. Hamileliğime de denk geldi. Boğaz'da gün içinde akıntı yön değiştirdiği için o da insanı çok etkiliyor. Boğaz'ın gelgitleri bana yansımaya başladı. Kanlıca'dan sonra Etiler'de oturdum..."İnsanlar başlarını sokacak bir yer bulamazken bu anlattıkları mavra konusu oldu haliyle.Biliyorsunuz "yalı", su kıyısına yapılmış büyük ev demek. Yalnız kıyısına yapıyorsunuz evi, denizin üstüne değil. Bir ev denizin üstünde olunca ona "yalı" değil, "sal" diyoruz.Keşke biri söyleseymiş Tülin Şahin'e: "Denize çok yakınız ama merak etme bina karada" diye.Haberin DevamıOnu geçtim, Boğaz'ın akıntılarını da anlatmamışlar kadıncağıza.Boğaz'da Karadeniz'den gelen tatlı su üstten Marmara'ya