Peygamber efendimize tabi olmak...

İnsanın dünyada ve ahirette mesut olması için, Müslüman olması lâzımdır. Dünyada mesut olmak, rahat yaşamak demektir. Ahirette mesut olmak, Cennet'e gitmek demektir. Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı için, mesut olmak yolunu, Peygamberler vâsıtası ile kullarına bildirmiştir. Peygamberlerin söyledikleri saadet yoluna (Din) denir. Muhammed aleyhisselâmın bildirdiği dîne (İslamiyet) denir. Peygamberlerin sonuncusu Muhammed aleyhisselâmdır. Diğer Peygamberlerin bildirdikleri dinler, zamanla bozulmuştur. Şimdi saadete kavuşmak için İslamiyet'i öğrenmekten, Muhammed aleyhisselâma tâbi olmaktan başka çare yoktur.Cenâb-ı Hak, Muhammed aleyhisselâma tâbi olmayı, Ona uymayı çok sever. Ona uymanın ufak bir zerresi, bütün dünya lezzetlerinden ve bütün ahiret nimetlerinden daha üstündür. Hakîkî üstünlük, Onun bildirdiği İslam dinine uymak, Onun sünnet-i seniyyesine tâbi olmaktır.Burada sünnet kelimesi, İslamiyet demektir. (Kitâb ve sünnet) birlikte söylenince, kitâb, Kur'ân-ı kerîm, sünnet de, hadîs-i serîfler demekdir. (Farz ve sünnet) denilince, farz, Allahü teâlânın emrleri, sünnet ise, Peygamberimizin sünneti, yani emirleri demek olur.Ona uymak için, önce iman etmek, sonra Müslümanlığı iyice öğrenmek, sonra farzları yapıp haramlardan kaçınmak gelir. Daha sonra, sünnetleri yapıp mekruhlardan kaçınmak lâzımdır. Bunlardan sonra, mubahlarda da Ona uymaya çalışmalıdır. Mubah, yapılması emrolunmayan ve yasak da edilmeyen şeylere denir. Uyumak, helalinden çeşitli şeyler yiyip içmek, helalinden çeşitli elbiseler giyinmek gibi işler, mubahtır.Her mümin, Peygamberimizi "sallallahü aleyhi ve sellem", malından ve canından daha çok sever. Bu sevgisinin bir alâmeti, sünnetleri yapıp mekruhlardan kaçınmaktır. Bir mümin, mubahlarda da ne kadar Ona uyarsa, o derece kâmil ve olgun bir Müslüman olur.Meselâ, Ona uyan