Nimetlerinşükrünü yapmalıyız...

Şükür, bütün nimetleri İslamiyet'e uygun kullanmak demektir. Yani Allahü teâlânın verdiği nimetleri yerinde sarf etmek, Ona itaat edip gizlide-açıkta günahlardan kaçınmaktır. Kişi, Rabbinin verdiği nimetleri günaha vasıta yaparsa şükretmiş olmaz, nankörlük etmiş olur. Nimetlerin elden çıkmaması ve artması için şükretmek lazımdır. Allahü teâlâ mealen (Verdiğim nimetlere şükrederseniz onları arttırırım. Şükretmezseniz elinizden alır, şiddetli azap ederim) İbrahim: 7 buyuruyor. Nimetin kıymetini bilmeyip günah işlemek, eldeki nimetin gitmesine sebep olur. Onun için sahip olduğumuz nimetlerin kıymetini bilip şükrünü yapmalıyız... Her uzvun, organın şükrü vardır:Kalbin şükrü: Kibir, ucub, suizan, öfke, riya, kin, haset, övünmek gibi şeylerden kaçmak; ilim, tefekkür, rıza, hayâ, tevazu, merhamet, mürüvvet, hüsn-i zan etmek gibi güzel vasıflara sahip olmaktır. Bedenin şükrü: Oruç tutmak, namaz kılmak ve bedenle yapılan ibadetleri yerine getirmektir. Allahü teâlâyı tanımanın şükrü: Onun bildirdiği emir ve yasaklara riayet edip hubb-i fillah ve buğd-ı fillah üzere olmak yani, Onun sevdiklerini sevip, sevmediklerini sevmemek ve ayrıca çok elhamdülillah demektir. Peygamber Efendimizi tanımanın şükrü: Ehl-i sünnet itikadı üzere olup sevdiklerini ve onu sevenleri sevmek, sevmediklerini ve onu sevmeyenleri sevmemek, sünnetiyle amel etmektir. Ehl-i sünnet âlimlerini tanımanın şükrü: Eserlerini okumak, okutmak ve yaymaktır. Aklın şükrü: Aklı, dinin emrettiği şekilde kullanmaktır. İlmin şükrü: Bildiğiyle amel etmek ve emr-i maruf yapmaktır. Ehl-i sünnet alimlerinden öğrendiği doğru bilgiler ile amel etmek ve bu bilgilerin yayılmasına yardımcı olmaktır. Malın şükrü: Zekât, sadaka vermek, hayır hasenat yapmaktır. Evin şükrü: Evde günah olan işler yapmamak ve misafir ağırlamaktır. Arabanın şükrü: Faydalı