Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz!

Cennete girmek, imanla ölmek, Allahü teâlânın lütfu ve ihsanı ile olur. Allahü teâlânın lütuf ve ihsanına kavuşmak için, doğru iman etmek, Allahü teâlânın emirlerini yapmak, yasaklarından sakınmak ve ibadetleri yapmak lazımdır. İlim, amel ve ihlâs sahibi olmak gerekir. Genel olarak insan nasıl yaşarsa öyle ölür. Yani mümin olarak yaşayan mümin olarak, kâfir olarak yaşayan kâfir olarak ölür. Peygamber Efendimiz "sallallahü aleyhi ve sellem", (Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz. Nasıl ölürseniz öyle diriltilirsiniz.) Camius-sagir buyuruyor. Büyük İslam âlimi İmâm-ı Gazâlî hazretleri, büyük kısmını zikir, taat ve Kur'ân-ı kerîm okumakla geçirdiği gecenin sabah namazı vaktinde, abdestini tazeleyip namazını kıldı, "Ey benim Rabbim! Emrin başım gözüm üzere olsun" dedi. Kefenini giyip, yüzünü kıbleye dönüp, rûhunu teslim etti... Büyük âlim ve velî İmâm-ı Rabbânî hazretleri, vefatına yakın, abdestli olarak sedir üzerine yattı. Sünnet üzere sağ ellerini sağ yanağının altına koyup zikirle meşgul oldu. Allahü teâlânın ism-i şerifini zikrederken rûhunu teslim etti. Yıkanmak üzere yatırıldığında bir müddet tebessüm ettiği ve ellerini namazda olduğu gibi bağladığı görüldü... Behaeddin-i Buhari hazretleri vefat etmek üzere iken, ellerini uzatıp uzun müddet dua etti. Sonra ellerini yüzüne sürüp vefat etti... Taha-i Hakkâri hazretleri, ikindi vaktinde, talebelerinin Yâsîn-i şerîf tilâvetleri arasında, mübarek rûhunu Kelime-i tevhîd getirerek teslim eyledi... Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî "kuddise sirruh", Azrâîl aleyhisselâmı görünce: (Çabuk gel, cânım çabuk gel. Beni Rabbime çabuk kavuştur!) dedi... Nemrut ilahlık iddiasında bulundu. Burnundan beynine giren bir sivrisinek sebebi ile ızdırap çekerek öldü... Firavun ilahlık iddia etti. Musa aleyhisselâmın kavmine çok zulmetti. Sonunda onları yakalamak için peşlerinden giderken Kızıldeniz'de boğuldu... Ebu Leheb ömrünü İslâm'a düşmanlıkla geçirdi. Yakalandığı bir hastalıktan