Dört şey kalbi karartır!

Kibir: Allahü teâlâyı unutmanın alametidir. Her iyiliğe engeldir, her kötülüğün anahtarıdır. Hazret-i Ebu Bekir radıyallahü anh buyuruyor ki: "Kibirden sakının Topraktan yaratılıp, yine toprağa dönecek olan bir varlığın kibirlenmesi, bugün var, yarın yok olan bir kimsenin kendini beğenmesi ne kadar anlamsızdır." Bir insanda kibir varsa, bunun alameti öfkedir. Kibirli olan, çabuk öfkelenir. Öfkeli olan da kalp kırar. Bir kimse, asık çehreli ve öfkeliyse, iyiye alamet değildir.

Münakaşa: Malik bin Enes rahmetullahi aleyh buyuruyor ki: "Tartışmak kalpleri katılaştırır, kin ve nefret doğurur." Münakaşa, dostun dostluğunu azaltır, düşmanın düşmanlığını artırır...

Hikmet ehli bir zat şöyle buyurur:

Allahü teâlâyı unutma. Yumuşak, saygılı ve edepli ol. Münakaşa etme. Dostla da düşmanla da iyi geçin. Mütevazı ol. Sevilen insan ol. Kimseyi kendine düşman yapma. Kimsenin kalbini kırma. Emr-i marûf yaparken dahi incitme. Büyüklerimiz, hiç kimsenin yüzüne karşı hatasını söylememişler. Kızarak, suçlayarak, hakaret ederek, kibirlenerek ve kendini beğenerek konuşma. Dua al, beddua alma. Gönül yap, gönül yıkma. Üç beş günlük ömrünü böyle geçir...

Kızmak: Bir kimse, Resûlullaha (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem), işlerin en iyisi hangisidir, dedi. (Güzel huylu olmaktır) buyurdu. Kalkıp, biraz sonra, sağ tarafına gelip, yine sordu. Yine, (İyi huylu olmaktır) buyurdu. Gidip, sonra sol tarafına gelip, "Allah'ın en sevdiği iş nedir" dedi. Yine, (İyi huylu olmaktır) buyurdu. Sonra, arkadan gelip, en iyi, en kıymetli iş nedir dedi. Peygamber Efendimiz ona karşı dönüp, (İyi huylu olmak ne demektir anlayamadın mı Elinden geldiği kadar kimseye kızmamaya çalış) buyurdu. Terğîb ve Terhîb