Dirilerdenölülere hediye!..

Ölmüşlerimizi unutmamalıyız. Ölülere, dua ile, istiğfar etmekle, onlar için sadaka vermekle yardım etmek, imdatlarına yetişmek lâzımdır. Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Ölünün mezardaki hâli, imdat diye bağıran, denize düşmüş kimseye benzer. Boğulmak üzere olan kimse, kendisini kurtaracak birini beklediği gibi, meyyit de, babasından, anasından, kardeşinden, arkadaşından gelecek bir duayı gözler. Kendisine bir dua gelince, dünyanın hepsi kendine verilmiş gibi sevinmekten daha çok sevinir. Allahü teâlâ, yaşayanların duaları sebebi ile, ölülere dağlar gibi çok rahmet verir. Dirilerin de ölülere hediyesi, onlar için dua ve istiğfar etmektir.)Hadis-i şerifte, (Bir kimse, kendisi için veya başkası için yetmiş bin adet Kelime-i tevhîd okursa, günahları af olur) buyuruldu.İslam âlimlerinin büyüklerinden Mazher-i Cân-ı Cânân hazretleri, bozuk işleri olan fâsık birinin kabri yanına oturmuştu. Kabir sahibinin azap gördüğü malum oldu. "Bu mezarda Cehennem ateşi var. Kabir sahibinin imanlı olmasında şüphe ediyorum. Ruhuna (Hatm-i tehlîl) 70 bin kelime-i tevhid sevabı bağışlayacağım. İmanı varsa, af olur" buyurdu. Hatm-i tehlîlin sevabını bağışladıktan sonra, "Elhamdülillah imanı varmış, azaptan kurtuldu" buyurdu. Makamat-ı MazheriyyeHikmet ehli mübarek bir zat buyuruyor ki: Ölmüşlerimizin ve bütün müminlerin ruhlarına okuduğumuz hatimler, Fâtihalar, salevatlar ve hatm-i tehliller, çok önemli, çok kıymetli birer hediyedir... Basra'da genç biri vefat eder. Annesi evlat acısından yanar yakılır. (Ya Rabbî, oğlumu rüyada bana göster!) diye yalvarır. Bir türlü göremeyince, Hasan-ı Basrî hazretlerine gider, (Ne olur bana bir dua öğretin, rüyada oğlumu göreyim) der. Hasan-ı Basrî hazretleri, bu kadının rüyada oğlunu görebilmesi için dua eder. (İnşallah evladını rüyada görürsün) der... O gece anne, oğlunu rüyasında görür. Ama oğlunun yüzü gözü