Teknoloji alana kültür bedava

Anadolu'da bir İmam Hatip Kız Ortaokulunda söyleşi yapıyordum. Konuşmamın bir bölümünde Güney Kore'de yaşadığım bir olayı anlatacaktım. "Bir keresinde Güney Kore'ye gitmiştik" diye konuya girdiğim anda salonda ani bir dalgalanma oldu. Herkes yerinden bir oynadı. Çığlık atanlar oldu. Ne olduğunu anlayamadım. "Herhâlde salonda bir fare var ve öğrencilerin ayakları dibinde dolanıyor" diye düşündüm. Baktım, ses kesilmiyor. Ne söylediklerini anlamaya çalışarak çocukların yüzlerine baktım. Onlar da gözleri kocaman açılmış, hayranlık dolu bir yüz ifadesiyle bana bakıyorlardı. Biz böyle saçma bir şekilde bakışırken, kızlardan bir tanesi ayağa kalkıp "Hocam, Cimin'i gördünüz mü" diye sordu heyecanla. Cimin Erzincan'da bir köy. İyi de Güney Kore'den Erzincan'a ne ara geldik "Hayır, görmedim" dedim. Bu arada şaşkınlığımı gören öğretmenlerden bir tanesi öne doğru eğilip, "Hocam, K-Pop üyelerinden bahsediyorlar" dedi. Meğer kızların heyecanının sebebi Güney Kore hayranlığıymış. Benim Cimin diye anladığım da Jimin'miş. Yani BTS grubunun hepsi birbirine benzeyen yedi üyesinden biri. "Vay Jimin vay!" dedim içimden. "Biz burada kendimizi parçalayalım öğrencilere bir şeyler anlatalım diye. Bizim öğrenciler de senin için kendini parçalasın." Çocuklara biraz Güney Kore'deki hayattan bahsettim. Hiç imrenilecek bir şey olmadığını falan söyledim. Bu kadar hayran olmalarına da üzüldüğümü belirttim. Bu arada birisi, "Hocam, sizin telefon da Samsung yalnız" dedi gülerek. Ben de, "Teknolojisini alalım ama kültürünü almayalım" gibi çok klişe bir şey söyledim. Ama dediğime kendim de inanmadım. Çünkü nerenin teknolojisini aldıysak, arkasından kültürü de geliyor. Yani adamlar sistemi kurmuş, teknoloji alana bedava kültür veriyorlar. Hiç kendimizi kandırmayalım! Bahsettiğim bu kızlar muhafazakâr ailelerden geliyorlar ve birbirinden tamamen farklı iki kültür arasındaki o ince çizgide dengede durmaya çalışıyorlar. Hangi taraf kızı kendine doğru daha kuvvetli çekerse, meyil o tarafa oluyor. Necip Fazıl, "Üç katlı ahşap evin her katı ayrı âlem!" diyor ya... Şimdi de üç artı bir evlerin her odasında ayrı âlem yaşanıyor. Bu yüzden salonları kullanıma açmak ve aile olarak daha sık bir araya gelmek lazım. Aksi hâlde çocuğumuz odasında Jimin'le takılıyor. Kültürel gecikme Aslında yetişkinlerin durumu da çok farklı değil. Biz de kendi kültürümüze geç kaldığımız için iki arada bir derede yaşıyoruz bazı şeyleri. Siyasetin de etkisiyle bir nevi göçebelik yaşayan hayat görüşlerimiz, kendine bir liman, bir mesken arıyor. Ne şiş yansın ne kebap anlayışı sonucunda da altı kaval üstü şeşhane bir dünya görüşü çıkıyor ortaya. İstanbul Belediyesinin düzenlediği 29 Mayıs Fetih Kutlamalarında