"Stres yapmayacaksın,yemene içmene dikkat edeceksin!.."

Sanki inatlaşmıştık bedenimizle, en ufak bir bahaneyle hastalık gelip beni buluyor, inanılmaz sancılı geçiyordu günlerim.

Mektep, iş, mahalle arkadaşlarımızdan aramızdan ayrılan çok olmuştu. Sık sık da duyuyorduk bu çeşitten haberleri."Falan ölmüş, filan ölmüş bir gün de derler Sinan ölmüş"sözünü dillendirmeyenimiz yoktu bizim kuşaktan. Malumunuz, Mimar Sinan'ımız uzun bir ömür sürmüş. Bir asırlık ömrün neticesi yine ölümle noktalanmış. Bu veciz söz, onun için söylenmiş denildiği gibi."Falan ölmüş, filan ölmüş bir gün de derler sinem ölmüş"şeklinde dile getirenler de var. Bu ikinci şekliyle söyleyenler "Falan ölmüş, filan ölmüş bir gün de derler ki bu sözü söyleyen de ölmüş" mânâsında diyorlarmış. Malumunuz "sine" göğüs, gönül, kalp mânâsında bir kelime. Öyle derken kendi canını kastediyormuş söyleyen.

Ne hancı kalır, ne han, hepsi silinip gider,

İyi kötü her insan, tabuta binip gider.

Sanki inatlaşmıştık bedenimizle, en ufak bir bahaneyle hastalık gelip beni buluyor, inanılmaz sancılı geçiyordu günlerim. Bir sabah ağrılarımla uyandım. Midemde ülser mi var ne bir çeşit yara gibi acıyor bütün karnım. "Devamlı midem ağrıyor" diye iç hastalıkları mütehassısı bir yakınımıza gittim. "Ülser var! Stres, sıkıntı yapmayacaksın, yemene içmene dikkat edeceksin!" dedi, bir sürü ilaç yazdı gönderdi. Yetmemiş gibi dün de göbeğim düştü; mide bulantısı ve ağrısı felaket Bir şekilde çekiyorum. Bu misafirlerden o kadar yoruldum ki artık devamlı sağlık meselesiyle oturup kalkıyordum. Neredeyse mücadele edemez hâle geldim. Eğer tevekkülüm biraz zayıf olsaydı Allah muhafaza; Bitirimlerin ifadesiyle neredeyse kafayı sıyıracaktım!

Doktor Nefise her birimize ayrı ayrı koştura koştura bir hâl oldu. Biz ihtiyarladık da o yerinde mi saydı Ne gezer. Buna rağmen"O doktor hasta olmamanın yollarını biliyor" diyor, vakitli vakitsiz kapısını çalıyor, ondan sihirli bir dokunuş bekliyorduk. Maşallah o da hiç esirgemedi, elinden gelenin çok çok ötesinde bizlerle alakadar oldu. Şunu itiraf etmeliyim ki ihtiyarlık ona çok yakışmıştı, daha bir hürmet duyuyorduk.