"Bu yağmurda acelen neydi evlat"

"İnsan çalışmadan, alın teri dökmeden onun bunun malını habersiz, rızaları olmadan alamaz!.." Yanındakilere "sus" işareti yapan Hasan dedeye ondan sonra da kimse bir şey sormaya cesaret edemedi. Dinleyen dinledi. İşi olan da dışarı, koridora çıktı. Hasan dede: - Peki cüzdanım Acelen neydi Yağmur, soğuk, rüzgâr üstün başın, ayakkabıların hep çamur, sırılsıklam ıslanmışsın da - Bu farklı bir duygu efendim - Mutlaka öyle de zengin de değilmişsiniz. "Bana ne, evin ihtiyaçlarına harcayalım" diyebilirdin, ya da istediğin, sevdiğin bir şeyler alırdın kendine Ne bileyim daha çok şeyler yapabilmen mümkünken seni buraya mecbur eden kuvvet neydi - Babamı düşündüm, annemi, kardeşimi düşündüm ve bir de sizi Belki bu paraya sizin daha çok ihtiyacınız vardır diye aklıma geldi. - Ya! Allahü ekber! Annen, baban; elinde para dolu bir cüzdan görselerdi kızarlar mıydı - Onlar da kabul etmezlerdi zaten. - Niçin - Haram para, haram mal olduğundan. - İnsanların çoğu helâli, haramı pek bilmezler, bilseler de ehemmiyet vermezler Bu parayı çalmadın ki niçin haram olsun - Sık sık konuşurlardı evde. - Mesela; ne konuşurlardı - İnsan çalışmadan, alın teri dökmeden onun bunun malını habersiz, rızaları olmadan alamaz, alırlarsa işte o haram olur derlerdi. - Maşallah Maşallah. Demek; bu cüzdanımdakilerin de haram olacağına kanaat getirdin öyle mi - Babam yolda bulduklarını bize vermezdi, önce sahibini arardı, bulamazsa bir fakire ya da bir hayır