Kadına ve aileye verilen önem

Mukaddes dînimizİslâmiyette ve târih boyunca kültür ve medeniyetimizde, kadına ve"Âile"ye çok büyük önem verilmiştir.

Dinimizin bütün emir ve yasaklarında, âilenin korunması gözetilmiş ve temelinin çok sağlam olarak atılması gerektiği vurgulanmıştır.

Burada hemen ifâde edelim ki,âile, ne kadar sağlam olursa, toplum o derece güçlü temeller üzerine kurulmuş olur. Şu bir gerçektir ki, bir milleti yıkmak isteyen iç ve dış düşmânlar da, ilk tahrîbâtlarına âileden başlamaktadırlar.

Gerek erkek, gerek kadın, ahlâkî değerlere ne kadar sâhip çıkarlarsa, âile müessesesine ne kadar önem verirlerse ve bunu yaşatmaya çalışırlarsa, fuhuştan, zinâdan, bütün gayr-i meşrû ilişkilerden ne kadar uzak dururlarsa,o kadar sağlam bir âile yapısı kurulur ve cemiyet de o derece sağlam olur.Tabîî kimillet de son derece sağlam olur; bu milletin teşkîl ettiği devlet de, o derece uzun ömürlü olur.

Şunu da söyleyelim ki, erkek için de, kadın için de iyi geçinmek, fedâkârlık ve sabır ister. Büyüklerimiz,"Külfetsiz ni'met olmaz"buyurmuşlardır.

İyi geçinmek için, sıkıntılara katlanmak ve her zaman kendini haklı görmemek gerekir. Hep"Ben haklıyım"demek geçimsizliğe yol açar.

İslâmiyet, ilme, ahlâka ve âileye en büyük kıymeti verip, câhilliği ve ahlâksızlığı reddeder. Toplumun temeli âile, âilenin temeli ise sadâkat, iffet, hayâ, karşılıklı sevgi ve anlayış gibi manevî değerlerdir.Burada şunu da belirtelim ki, Batı'nın bâtıl inanışlarını, moda ve ahlâksızlıklarını taklit etmek, medeniyet değil, milletin bünyesinde tahrîbât yapmaktır.

Alkol, uyuşturucu, kumâr ve fuhşun en büyük tahrîbâtı (yıkımı), âile ve nesiller üzerindedir.Âilenin zayıfladığı, zedelendiği, vazifelerini yapamadığı zamanlarda gayr-i meşrû serbest münâsebetler artmakta, beden ve rûh sağlığı bozuk nesiller toplumu işgâl etmektedirler.

Bir âilenin çekirdeği karı-koca, sonra çocuklardır. O hâlde bir kadın, kocası ile iyi geçinebilmek için ne yapmalıdır Koca da, hanımı ile iyi geçinmek için nelere riâyet etmelidir