Cuma Selamlığı! Mağrur olma padişahım senden büyük Allah var

Cuma selamlığı, hükümdarın hayatta, nizamın da ayakta olduğunun alameti idi.

Osmanlı padişahlarının her haftaCuma namazı kılmak maksadıylacamiye çıkışları, imparatorluk hayatınınen debdebeli merasimlerindendi. Adına Cuma Selâmlığı veya Selâmlık Resm-i Âlisi denilen ve her safhasıinceden inceye teşrifat kaidelerine bağlanmışolan bu merasimler siyasi cihetten de büyük bir ehemmiyeti haizdi.

Hem hükümdarıntebaasıyla samimi irtibatını temin eder, hem halkın hükümdaratalep ve şikâyetlerini bildirmesine imkân tanırdı. Hükümdarınhayatta, şeriat ile nizamınayaktaolduğuna alamet teşkil ederdi.

Padişahatı üzerinde veya arabasının içinde, sağlı sollu merasim bölüklerine mensup askerlerin arasından camiye gider, bu aradahalk sokaklara dökülmüşbir hâlde, "zamanın bu en haşmetli hükümdarını"dünya gözüylegörmeye çalışırdı. Sadece halk için değil, o anda ülkede bulunanecnebiler için de görülmeye değerbir hâdise idi.

Dublör

Sultan I. Mahmud,ata binemeyecek vaziyette hastaolduğu hâlde tabipleri dinlemeyerek selâmlığa çıktı."Halk, padişahı Cuma'da göremeyince huzursuz olur"dedi. Namazdan sonra silahtar ağanın kolunda güçlükle yürüyerek ata bindirildi. Saray kapısından giriştemaiyetinin kolları arasında vefatetti.

Sultan Hamidbirkaç defa bronşit, zatürre ve böbrek sancısı gibiağır rahatsızlıklargeçirdi. Rivayet olunur ki, bu zamanlarda selâmlığa çıkmamasının, bazı mahzurlar doğuracağını veyanlış fikirlere yol açacağını düşünerek, çok itimat ettiği sütkardeşi ve Esvapçıbaşı İsmet Bey'i yerine geçirerek merasimleri ifa ettirirmiş.

Padişahlarseferdeiken, eğer karargâhları büyücek bir şehirde ise, Cuma selamlığı yapılırdı. Sultan SelimTebriz'de, Sultan KanuniBudin'de, Sultan IV. MuradRevan ve Bağdad'da parlak Cuma selâmlıkları yapmışlardı. Padişah,Edirne'de ise Selimiye Camii'nde cuma selamlığı yapılırdı.

İhtilalgibi keşmekeş zamanlarında selamlık merasimi yapılmamıştır. Mamafih bir darbenin ardından bir Cuma günü tahta oturanSultan IV. Mustafa'nın ilk işiselamlığa çıkmak olmuştur.

Mağrur olma padişahım

Çavuşbaşı evvelden elinde padişahın sarığı ile camiye gider,sarık alayıdenilen bu merasimle hangi camide namaz kılınacağı anlaşılırdı. Yeniçeriler cami yolunun iki tarafına dizilir,padişah atla aralarından geçipcamiye giderdi.

Vezir rütbelilerin katıldığı selamlık alayı dönüşünde bazı yüksek bürokratlar bazı meseleleripadişahın atına yaklaşıp arzederdi.

Merasimin başında saray hademesi"Mağrur olma padişahım senden büyük Allah var"diye alkış verir. Yol boyu halk, padişahım çok yaşa diye bağırırdı. Sultan Vahîdeddin, bir Cuma selâmlığında, mabeynci Ömer Yaver Paşa'ya"Mağrur olacak taraf kalmadı. Şunları susturun. Acemâne tafralara lüzum yok"dediğinden, bu âdet bırakılmıştır.

Selamlık camii

15 Aralık 1876 tarihinde, Sultan II. Abdülhamiddiş ağrısısebebiyle yüzü şiştiği için rüzgârdan muhafaza maksadıyla Ayasofya'daki selamlığaaraba ileçıkmıştı. Sonra hep arabayla çıkıldı.

Sultan Hamid saraydan çıkarken4 atlı bir saltanat arabasına biner, yanına Gazi Osman Paşa gibi muteber birini veya oğlunu alır; fakat namazdan sonra saraya 2 atlı birarabayı kendisi kullanarakdönerdi. Padişah geçerken, hâzirun devamlıtemennâeder; o da mukabele ederdi.

Her hafta başka bir camideyapılan Cuma selamlığı, günden güne ehemmiyetli bir şekil alıp dolayısıylabirçok merasim ve geçit resimleride yapılmaya başlanınca, bunların her Cuma başka bir semtte yapılmasızorlaştı.

Her camibinası bu merasimi yapmaya müsait değildi. Bu sebeple Saray yakınında bütün bu merasimi kolayca yapmaya yarayacakyeni bir caminin yapılması lazım geldi. 1891'de Hamidiye Camii yaptırıldı.Korku ile alakası yoktur.

Şehre canlılık

Selamlıktaşehzade ve damatlar, askerî, mülkî ve ilmî erkândan çoklarıbulunur. Her sınıf askerden birkaç alay, tabur iştirak eder. Namazdan sonracami önünde ve padişahın huzurunda geçit resmiyapılırdı.

Selamlığınhangi camide yapılacağıönceden bilinmediği için, bu merasimde bulunacaklar evvelden saray avlusunda toplanır,yer belli oluncapadişahla birlikte hareket ederdi.

Son zamanlarda selamlığa iştirak edecek hassa ordusu birliklerininbando refakatindekışlalarından camiye gelişlerihalkın çok rağbet ettiğiparlak bir merasimdi.

Bu askerî hareket, bir hafta uyuşuk duran şehirdeo gün bir canlılık uyandırırve askerin geçtiği sokaklar halkla dolar boşanırdı.

Padişah, namazdan sonrakarada veya denizde kısa veya uzun gezintiye çıkardı. Padişah ve saraylılar için buağır külfet, sarayın kapalı hayatındanbirkaç saat uzaklaşmaimkânı için çekilirdi.

Cuma selamlığı, cumartesi günü çıkangazetelerin baş sütunundaşatafatlı bir lisanla yazılırdı.

Pekâlâ vurulabilir!

Cuma namazını kılmak içinhalkın camiye girmesinebir şey denilmez ise de camiye kadar gelebilmek için epey birzahmete, sorgu ve aramaya katlanmakicap ederdi.

Merasimi seyir için gelen halkuzaklardadururdu. Hac münasebetiyle Rusya ve sair memleketlerdenhalifeyi görmeye gelenler, civardaki ağaçlara tırmanırdı.

Ecnebi sefirleriçin mabeyn dairesi önünde set üzerinde kapalı bir yer tahsis olunmuştu. Sefirlere buradaizzet ikramolunur, sigara ve kahve verilirdi.

Sefarethanelerin tavsiyesiyle gelen ecnebiler için saat kulesinin karşısında yineüstü kapalı anfitiyatroşeklinde genişçe bir yer tahsis olunmuştu. Bunların önünden geçerken Padişah, teşrifatçısı Şeker Ahmet Paşa'yı göndererekselamlarını tebliğettirirdi.

Ecnebi seyircilersıkı bir kontrole ve bir hayli suale