Bir cemiyet inşasının hikâyesi: TÜRK OCAKLARI'NDAN HALK EVLERİ'NE

Meşrutiyetin yeni resmî ideolojisini halka yaymak adına kurulan Türk Ocağı, cumhuriyete miras kaldı. Ama akıbeti iyi olmadı. "Hürriyet, eşitlik, kardeşlik" sloganı memleketi elde tutmaya yetmeyince, İttihatçılar ulus-devlet ideolojisine sarılmıştı. İlk etapta Anadolu'da etnosantrik bir devlete dönüşülecek; sonra istila veya ihtilal yollarıyla, hudut haricindeki esir Türklerle birleşip, büyük Turan İmparatorluğu kurulacaktı. Bu fikri aşılayanlar da İsmail Gaspirinski, Yusuf Akçura, Ahmed Agayef gibi Rusya'dan gelen okumuşlardır. Bu işin ideolojik cihetine hizmet etmek için, 1912'de İstanbul'da Türk Ocağı kuruldu. Ferid Tek reis, Yusuf Akçura reis muavini idi. Bunlar birbirine düşünce, ertesi sene cemiyetin başına efsanevi reis Hamdullah Suphi Tanrıöver geldi. Kurucular, Fuat Sabit (Ağacık), Mehmed Emin (Yurdakul), Yusuf (Akçura), M. Ali Tevfik (Yükselen), Emin Bülend (Serdaroğlu) ve Ahmed Agayef'dir. 1918 sonuna dek 28 şube açıldı. Türk Yurdu adıyla bir de mecmua çıkarıldı. Ocak bünyesinde, Türk Gücü, Köycüler Cemiyeti, İhtiyat Zâbitleri Teâvün Cemiyeti, Dârülfünun Talebe Cemiyeti gibi cemiyetler kuruldu. Türk Ocağı'nın gayesi, 1912 tarihli Türk Ocağı Nizamname-i Esasi'sine (tüzüğüne) göre, "Akvâm-ı İslâmiyyenin bir rükn-i mühimmi Müslüman kavimlerin mühim esası olan Türklerin millî terbiye ve ilmî, içtimaî, iktisadî seviyelerinin terakki ve i'lâsıyla yükseltilmesiyle, Türk ırk ve dilinin kemaline çalışmak" idi. Bunun için kulüpler kuracak, dersler, konferanslar, müsamereler tertipleyecek, kitap ve risaleler neşredip mektepler açacaktı. Ama siyasetle uğraşmayacaktı. Güya müstakil Cemiyet, görünüşte İttihat ve Terakki Fırkası'ndan müstakildi. Ancak finansörü, fırka idi. Harb esnasında bütün cemiyetler kapandığı hâlde, Türk Ocağı'na dokunulmadı. Harb kaybedilince de, Büyük Turan hayalinden vazgeçildi. Cemiyet, faaliyetlerini askıya aldı; mensuplarının çoğu Anadolu'daki yeni harekete iştirak etti. Türk