2024 yılına başlarken...

Ve bugün...

2023 yılının son demlerindeyiz...

Bu vesile ile 2024 yılının tüm insanlık için hayırlarla dolu hizmetlere ve neticelere vesile olmasını temenni ederken, insanların bir taraftan yeni bir yılın heyecanını yaşarken diğer taraftan geride kalan yılın muhasebesini yapacaklarını umuyorum.

Yeni yılda başlangıcımız unutulmaz olsun diyorsak, yepyeni ve daha iyi bir insan olabilmek için kısa adımlar atmak kafidir... Kısa da olsa sürekli...

Yeni yıl eğlenmek, sarhoş olmak, batı kültür sistemi ile kökleşen eğlence anlayışının aksine; kendimize maddi ve manevi çekidüzen vermek, giden ömrün muhasebesini yapıp, itidal üzere bir hayat düşlemektir.

Yeni yıl; geçen bir yılın muhasebesi üzerinden insanlık için yepyeni ufuklar düşlemektir...

Geçen bir yılda insanlık için neleri yapıp yapamadığının ve gelecek bir yılda daha neleri yapabileceğinin muhasebesini yapmaktır.

Yeni yıl akıp giden bir yılın arkasından bakmak değil, akmakta olan gelecek yıla yelken açıp tüm

insanlık hayrına kürek çekmektir...

Yeni yıl yeni umutların, yeni ümitlerin sevgiyle ve duayla tomurcuklanıp insanlık adına açması için güzel bir fırsattır...

Bu nedenle elimizdeki en büyük hazinemiz olan zamanın kıymetini yaşadığımız şu günleri de göz önünde bulundurarak tekrar düşünelim ve geleceğimizi bu perspektifle düşleyelim...

Yeni yılı kollayan fırsat tacirlerine karşı dikkatli olalım...

Bu yazımda yeni yıl kutlamalarının eski alışkanlıklarına dikkat çekmek ve uyarmak istiyorum:

ŞANS (!) OYUNLARI

Milli (!) Piyango, toto, loto, iddia, ganyan türünden şans oyunları her geçen gün çeşitlenirken ve farklı bir yüzle karşımıza çıkarken değişmeyen tek yanı yılbaşı gecelerinde hayatımızı değiştireceğine dair "iddia"larıdır.

Piyangolar ve diğer şans oyunları "Hayatlar değişsin!" düşüncesiyle alınır.

Ve sonunda hayatlar gerçekten değişir (!).

Kamuoyunun da yakından takip ettiği üzere bu insanlara sadece piyango vurmaz...

Bunların pek çoğuna piyango ile birlikte felek de vurur! ...

"Bu yılki talihli" diye sunulan ve özendirilen insanların pek çoğunun hayatı büyük ikramiyenin talihlileri olarak başlayıp, büyük acı ve hazin sonun talihsizleri olarak belleklerimizdeki yerlerini almıştır.

Halbuki kadim medeniyetimizde emek hep öncelenmiş ve önemsenmiştir. "Emek olmazsa yemek olmaz" denmiş ve emeksiz yemek hak görülmemiştir.

Misak-ı Milli'mizi tehdit eden bunca dış etken ile mücadele ederken, yapısını kendi öz sermayemiz ile ayakta tuttuğumuz, varlığını devam ettirdiği süre boyunca da güçlendirdiğimiz, adına "Milli" denilen kumarlarla mücadeleden sarfı nazar edilmemelidir.

BAĞIMLILIK TEHLİKESİ

Yılbaşı gecelerinde alkol, kumar, uyuşturucu, sigara, e-sigara, nargile gibi bağımlılıklar adeta "paket" halinde toplumun damarlarına zerk edilerek kontrolü mümkün olmayan kalabalıklar ile çocuklarımız ve gençlerimiz için büyük tehlike ortamları oluşmaktadır.

Özellikle son zamanlarda yaygınlaşan elektronik sigara ve nargileye ayrı bir parantez açmak istiyorum.

Sigara endüstri tarafından oluşturulmaya çalışılan "sigarayı bıraktırıyor, kanser yapmıyor; güvenli, sağlığı tehdit etmiyor..." algısıyla piyasaya sürülen elektronik sigara kuzu postuna bürünmüş bir tehlike olarak çocuklarımızı tehdit etmektedir. Unutmayalım ki kuzu postuna bürünse de vahşi sürülerinin tabiatı hep aynıdır.