Siyasi bir suikastın düşündürdükleri...

Slovakya Başbakanı Robert Fico geçtiğimiz çarşamba günü silahlı saldırıya uğradı. Adı henüz açıklanmayan ama 71 yaşında eski bir yazar ve güvenlik görevlisi olduğu söylenen saldırgan Başbakana yakın mesafeden beş el ateş etti. Başbakan Fico kaldırıldığı hastanede ameliyat edildi. Son bilgilere göre durumu ciddi ama iyileşme ümidi var.

Üst seviyedeki devlet görevlilerine gerçekleştirilen suikastlar hakkında çok farklı yorumlar yapılır. Saldırganın sağ ele geçirilmiş olması, yargılama sırasında neden bu saldırıyı gerçekleştirdiğinin kendi ağzından duyulmasını mümkün kılacak. Ama ilk andan itibaren, suikastın siyasi bir motivasyonla yapılmış olduğu yorumları öne çıktı. Bu noktada biri yerel, diğeri uluslararası olmak üzere iki seviyede fikir yürütülüyor.

Saldırıyı Slovakya'nın iç siyasi gelişmeleriyle bağlantılandıranlar, saldırganın muhalefet tarafından oluşturulan "nefret atmosferinin" tesiri altında kaldığını savunuyorlar. Bu yorumu yapanlar, saldırı tam da Slovakya Parlamentosunda devlet televizyonunun kapatılması konusunun görüşüleceği güne rastlamasına dikkati çekiyorlar. Toplamda on yılı aşkın bir süredir Slovakya'yı yönetmekte olan Başbakan Fico, partisi (Smer-SD) ve koalisyon ortakları devlet televizyonunun yerine hükûmet tarafından atanan bir kurul tarafından idare edilecek yeni bir medya kurumu oluşturmak için bir süredir çalışmalar yürütmekteydi. Muhalefet partileri bu girişimin basın ve ifade hürriyetini tahdit edeceğini ileri sürerek sert şekilde karşı çıkıyorlardı. Bu durum bir suikastı tetiklemiş olabilir mi Öyleyse, saldırganın doğrudan azmettiricileri de olabilir mi Şimdilik bilmiyoruz.

Diğer yandan Fico'ya yönelik saldırıyı uluslararası gelişmelerle ilişkilendirenler de az değil. Bunlara göre, Fico'nun 2023'ün Ekim ayında üçüncü kez başbakanlık koltuğuna oturmasından sonraki bazı icraatının "Batılı" müttefiklerini son derece rahatsız ettiğini dile getiriyorlar. Fico'nun yaptığı bu türden işlerin başında, Ukrayna'ya silah yardımını kesmek geliyor. Her ne kadar 2022'de Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini kınamış olsa da Fico, Rusya'ya uygulanan yaptırımların krizin sona ermesine yardımcı olmayacağını savunuyordu. 2023 seçim kampanyası sırasında, iktidara gelmesi hâlinde Ukrayna'ya Slovakya'dan "tek bir mermi gönderilmeyeceğini" taahhüt eden Fico Başbakan olduktan sonra ülkesinin Ukrayna'ya yardımlarını kesti. Kendisinden önceki hükûmet tarafından söz verilen yardımların da gönderilmeyeceğini açıkladı. Bu tutumu hem ülke içinde hem de AB platformlarında "Rusya yanlısı" olarak nitelendirilmesine yol açtı.

Fico'nun Batı'nın genel politikalarından ayrılması Rusya-Ukrayna Savaşı karşısındaki tutumuyla sınırlı değil. 1990'ların ortalarına giden uzun siyasi hayatı boyunca ABD dış politikasının Slovakya'daki en sert muhaliflerinden olan Fico, ülkesine ABD füze savunma sistemleri yerleştirilmesine ve Slovakya-ABD Savunma İşbirliği Anlaşmasına da karşı çıkmıştı. 10 Mayıs'ta BM Genel Kurulu'nda yapılan Filistin oylamasında retoyu kullanan 9 ülkeden ikisi olan komşuları Macaristan ve Çekya'danfarklı olarak Slovakya evet oyu kullanmış ve İsrail'in karşısında yer almıştı. Başbakan Fico HAMAS'ın 7 Ekim saldırısını kınamış ama İsrail'in uluslararası hukuku ihlal ederek sivil insanları katletmesi karşısında AB'nin ikiyüzlü bir tutum sergilediğini de söylemişti. Başbakan Fico göçmenler ve mülteciler karşısında da sert bir tutum takınmış, özellikle Müslümanların Slovakya'ya gelmelerine izin vermeyeceğini vurgulamıştı.