Artık büyük balık küçük balığı yutmasın

Görün bakın. Boşuna mı yüzlerce kez söylenmiş, "Dünya beşten büyüktür" diye Uluslararası ilişkilerde maalesef "orman kanunu"nun geçerli olduğuna Rusya Ukrayna'ya saldırınca bir kez daha şahit olduk. Dünyada barış ve güvenliği temin etmek için kurulduğu söylenen bütün teşkilatlar Rusya'nın pervasız davranışı karşısında çaresiz kaldılar. Saldırgan, BM Güvenlik Konseyi üyesi, üstelik nükleer silahlara sahip bir devlet olunca, ona karşı uygulamaya sokulan müeyyideler, "dostlar alışverişte görsün" kabilinden oldu. Mevcut BM yapısında, bırakın bir devletin diğerine saldırmasını, saldırı tehdidinde bulunması bile yasak. Kuvvet kullanma yoluyla toprak elde etmek de yasak. Fakat, George Orwell'in "Hayvan Çiftliği" adlı siyasi hiciv romanında yer verdiği bir cümle, herhâlde BM'nin yazılı olmayan işletme kurallarından biri: "Tüm hayvanlar eşittir. Ama bazıları daha eşittir." Yani, "normal" BM üyeleri arasındaki bir ihtilafa, teşkilatın bakışı ve yaklaşım tarzı ile, BM Güvenlik Konseyi üyesi ülkelerin ya da onların himaye ettiklerinin dâhil oldukları ihtilaflara karşı takındığı tavır birbirinden ayrılıyor. Yıllar evvel, ABD'nin Irak'a gerçek dışı bazı gerekçelerle saldırması esnasında, uluslararası ilişkiler uzmanları "Vestefalya Düzeni"nin yok olduğunu dile getirmişlerdi. Esasen, "devletlerin egemen eşitliği" prensibine dayanan Vestefalya Düzeni belki de zaten hiçbir zaman kurulmamıştı. Uluslararası hukukta savaşla ilgili sözleşmelere ve Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nı kuran uluslararası antlaşmanın lafzına bakıldığında aslında Rusya'nın Ukrayna'ya yaptığına benzer saldırılara karşı ne şekilde davranılacağının düzenlenmiş olduğu görülür. BM Antlaşmasının "Barışın Tehdidi, Bozulması ve Saldırı Tehdidi Durumunda Alınacak Önlemler" başlığını taşıyan yedinci bölümü tamamen bu konuyla ilgilidir. Buna göre, "Güvenlik Konseyi, barışın tehdit edildiğini, bozulduğunu ya da bir saldırı eylemi olduğunu tespit eder ve uluslararası barış ve güvenliğin korunması ya da yeniden kurulması için tavsiyelerde bulunur veya önlemler alır. Bu önlemler, ekonomik ilişkilerin ve demir yolu, deniz, hava, posta, telgraf, radyo ve diğer iletişim ve ulaştırma araçlarının tümüyle ya da bir bölümüyle kesintiye uğratılmasını, diplomatik ilişkilerin kesilmesini içerebilir. Bu önlemlerin yetersiz kaldığı durumlarda Güvenlik Konseyi, hava, deniz, ya da kara kuvvetleri aracılığıyla gerekli saydığı her türlü girişimlerde bulunabilir." Elbette bu yaptırımların saldırgana karşı uygulanabilmesi için öncelikle Güvenlik Konseyi'nin karar alması gerekir. Şayet uluslararası barış ve güvenliği tehdit ederek bir başka devlete saldıran devlet, Güvenlik Konseyi üyesiyse ne olur Bu devletin veto hakkı olduğuna ve kendi kendisine yaptırım uygulatmayacağına göre, yaptırım kararı BM Güvenlik Konseyinden çıkamaz. Ama BM -kâğıt üzerinde- çaresiz değildir. Genel Kurul'un 3 Kasım 1950 tarihli ve 377 (V) sayılı Barış İçin Birleşme Kararı uyarınca, bir daimî üyenin Güvenlik Konseyi'nde karar alınmasını