Prof. Dr. Ali Fuat Arıcı

Yenisöz

Türklerin okuma psikolojisi

Charles H. Cooley'in"ayna benlik teorisi"ne göre bir kişiye nasıl davranılırsa o kişinin zamanla o sıfatları kabul edip o şekilde davranmaya başladığı görülür. Ya da başka bir ifadeyle etkileşim içerisine girdiğimiz diğer insanların bize karşı davranış ve tutumlarının benliğimizi anlatan bir ayna vazifesi gördüğü kabul edilir. Bu teorinin Türklerin

Türk Asrında Eğitim - II

Bir önceki yazımızda Türk asrına başlarken eğitimin nitelik tarafında çareler bulması gereken önemli meseleleri olduğundan bahsetmiştik. Bunların odak noktasını "eğitimde bir istikamet sorunu" olarak gördüğümüzü ve "Bu sorunu, Türk - İslam kültür ve medeniyetinden köklerini alan ve bu çerçevede serpilip gelişen bir ideale veya günümüzün meşhur deyi

Yazı Ustalığından Klavye Çıraklığına Bir Terfi (!) Hikâyesi

Yazı; parmak izi, yüz şekli (fizyonomi) gibi her insanın kendine özgü bir şekilde onun karakterini, iç dünyasını yansıtan önemli bir unsur olarak değerlendirilir. Yazının bu kişiye özgü yönü ve kişiden kişiye göre karakteristik özellikler sergilemesi, dikkatlerin bu beceri üzerinde toplanmasını sağlamıştır. Kişinin el yazısıyla karakteri arasındaki

Yapmak mı Yıkmak mı

Ahmet Hamdi Tanpınar ve Orhan Pamuk iki yazar. İkisi de eserlerinde gördüklerini, tanık olduklarını, duyduklarını, uzun uzadıya anlatmış; olumlu olumsuz tespitlerde bulunmuş. Romanlarında çokça bu yazı türünden istifade etmiş, denemelerinde buna yer vermişler. Hatta zaman zaman kantarın topuzunu kaçırıp olumsuz tarafları abartarak değerlendirme ya

Ekmeğini yalnız yiyen yükünü dişiyle kaldırır

Modernizmin eşrefi mahlûkat olan insanı, kendinden uzaklaştırıp çevresindeki insanlardan koparması ve bencil bir varlık hâline getirmesi bugünün en temel sorunlarından biridir. İnsanlığın bu yeni sorununa çare olarak eğitimde çeşitli arayışların baş gösterdiği söylenebilir. Günümüzde 21. yüzyıl becerileri 4c diye adlandırılan iş birliği collaborat

Aydın Çözülmesi

6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 şiddetinde iki büyük depremle sarsıldık. Bedenen, ruhen, kalben... Kelimenin bütün boyutlarıyla kendini gösterdiği bir sarsıntıydı bu. Nasıl olmasın ki Sonrasında 10 binlerce insanımız vefat etti, daha çok insanımız yaralı olarak kurtarıldı. Yüzlerce çocuğumuz yetim ve öksüz, yüzbinlerce insa

Şahsiyet, Mesuliyet ve Samimiyet Kavramları Çerçevesinde Bir Eğitimci Olarak Mehmet Akif Portresi

1967 yılında Sezai Karakoç "Akif'in Doğumu" başlıklı yazısına şöyle başlıyor: "Otuz bir yıl önce bugün Akif, dünya vaktini doldurdu, ahiret vaktine başladı. Ölüm bir son değil başlangıçtır. Nitekim ölülerin arkasından okuduğumuz Fatiha da Kur'an-ı Kerim'in başlangıç suresidir. Ölü, bu hayattan üstün ve ileri bir hayata başlayandır. Hele, ölen, kend

100 Temel Eser'e Ne Oldu

Sanırım bu soruyu ilk defa duyuyor okuyor olmalısınız. Haklısınız, bana da henüz sorulmadı. Ancak cevap vermeden önce neden böyle bir soruyla muhatap olduğunuzu anlatmam gerekiyor. Çünkü sorunun ve dolayısıyla cevabının değeri burada yatıyor. Gözün yazıyı görmesi, zihnin bunu kendine özgü bir şekilde anlamlandırması şeklinde tanımladığımız okuma,

Sezai Karakoç'un Bize Ne Söylediği Beyanındadır

Ahmet Hamdi Tanpınar, "Kim olursak olalım, nasıl yetişirsek yetişelim, hayat tecrübemizin mahiyeti ne olursa olsun, bizim ağzımızdan hâlâ okuduğumuz Frenk kitapları konuşmaktadır. Tıpkı bizden öncekiler gibi." diye yakındığı mesele bizim de içinde bulunduğumuz Batılı olmayan toplumların bugün en önemli sorunlarından biridir. Çünkü bu mesele özellik