Vefatının 563. yılında Akşemseddin...

16 Şubat 1459 büyük âlim ve mutasavvıf Akşemseddin hazretlerinin vefat yıl dönümü idi. Kültür bakanlığının ruhu bile duymadı. MEB ne yaptı onu da bilmiyorum. Akşemseddin, mutasavvıf kimliğinin yanı sıra din ve fen ilimlerinde ve tıpta üstattı. Fatih Sultan Mehmed Han'ın hocası olup, İstanbul'un fethinde onun en büyük destekçisi olmuştu. Bu büyük âlimlerin hayatı gençlerimize ibret numuneleri ile doludur. İstanbul'un fethiyle birlikte Fatih'in yanında en itibarlı kişi iken o Göynük'e çekilecek ve insanları irşatla meşgul olup eserler kaleme alacaktır. Bu büyük âlimlerin hayatı hakkıyla film yapılmalıdır. Maalesef son dönemlerde büyük mutasavvıflarımız Ahmed Yesevi ve Hacı Bayram Veli bozuk para gibi harcanmaktadır. Ahmed Yesevi hazretleri kadın meclislerinde sazla cazla meşgul olurken Hacı Bayram Veli hazretleri dizisi de entrikalar yumağına dönüştü!.. Büyük veli kadınlarla kırıştırılıyor, yine kadınlar gladyatör gibi sahne alıyor. Tarihî filmlerden sonra büyük mutasavvıflarımızın yalan yanlış bir şekilde gösterilmesi yapımcılarına TRT'ye ve destekçilerine en büyük ayıp olarak yeter. Biz Akşemseddin hazretlerini tanıyalım. 1390'da Şam'da doğan Akşemseddin, Şehabeddin Sühreverdi'nin torunlarından Şeyh Hamza'nın oğludur. Asıl adı Şemseddin Muhammed'dir. Baba tarafından nesebi Hazreti Ebubekir'e kadar uzanır. Yedi yaşında iken babası ile birlikte Amasya'nın Kavak ilçesine yerleşmiştir. İlk tahsilini babasından gördü, Kur'ân-ı kerimi ezberledi ve dinî ilimlerde kendisini geliştirdi. Daha sonra Osmancık Medresesi'ne müderris oldu. Bu arada hekimlerden tıp tahsil etti. Ancak o sade ilimle yetinmiyor tasavvuf yolunda ilerlemek istiyordu. Bu maksatla Fars'a ve Maveraünnehir'e mürşit aramaya gitti. Ancak aradığını bulamadı ve geri döndü. Bazı dostlarının tavsiyesi üzerine Hacı Bayram Veli'ye intisap etmek üzere Ankara'ya gitti. Fakat onun dükkân dükkân gezip para istemesi hoşuna