Pınar Turan

Sözcü

Küçük omuzlarda büyük yükler

Çocuklar, bir toplumun geleceğe attığı en büyük adımdır. Bir ulusun gücünü ve yarınlarını görmek için çocuklarına verdiği değere bakmak gerekir. Peki, biz çocuklarımıza gereken değeri verebiliyor muyuz Onlara sağlıklı bir yaşam, kaliteli bir eğitim ve güvenli bir çevre sunabiliyor muyuz Çocuklarımızı tehlikelerden, onlara uzanan pis ellerden koruya

Öğretmenlere minnetle

Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte Türkiye, eğitimde devrim niteliğinde bir yolculuğa başladı. Bu yolculuğun temel taşlarından biri ise şüphesiz öğretmenler oldu. Mustafa Kemal Atatürk, eğitimin ve öğretmenin önemini her fırsatta vurgulamış, "Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir," diyerek öğretmenlere duyduğu sonsuz güveni dile getirm

Dilimizdeki yanlış ama yaygın ifadeler

Dilimizde bazı sözler var ki herkes tarafından sıkça kullanılıyor, ancak yanlış olduklarını fark etmiyoruz bile. İşte bu tür ifadelere "galat-ı meşhur" deniyor. Arapça kökenli bu terim, "yanlış ama yaygın" anlamına gelir. Yani doğrusu farklı olsa da halk arasında o kadar benimsenmiştir ki bu yanlışlık adeta dilin bir parçası haline gelmiştir. Mesel

Yaratıklara farklı cezalar şart!

Bazen insan olmak nedir diye soruyorum kendi kendime. Diğer canlılardan gerçekten ne farkımız var Doğup büyüyor, sonunda da ölüyoruz. Hepimiz, biyolojik birer makineyiz sonuçta. Bizi insan yapan duygularımız diyoruz ya çoğu zaman, bu duyguların sadece insana özgü olmadığını anlamak gerekiyor. Doğadaki bütün canlıların duyguları var. Peki, bu duygul

Öz değerlerimize dönmeliyiz

Türk toplumunun kökenlerinde anaerkil bir yapının izleri net bir şekilde görülür. Biz, toplumsal yapı olarak her zaman anneye, kadına değer vermiş, onların rehberliğini ve gücünü hayatın merkezine yerleştirmiş bir toplumuz. Geleneklerimizde, günlük yaşantımızda, aile içindeki rollerimizde bu güçlü kadın figürünün izleri vardır. Kadın, sadece evde d

Bugünün en önemli görevi

Cumhuriyetin kuruluş hikâyesi, yalnızca bir ülkenin bağımsızlık mücadelesi değildir.Küllerinden yeniden doğan bir ulusun hikayesidir. Dört bir yanı işgal altında, adeta nefes almak için bile izin bekleyen bir halk, çaresizliğin pençesinde kıvranırken bir umut belirir; Mustafa Kemal Atatürk.Atatürk, yalnızca bir lider değil, halkının geleceğini kara

Ahlaki çöküşü normalleştiren diziler

Ekonomik krizin derinleştiği bu dönemde, halkın büyük bir kısmı için yaşamın her alanında kemer sıkma politikalarını uygulamak bir zorunluluk oldu. Özellikle eğlence ve sosyal etkinlikler gibi ihtiyaçlar, insanların bütçelerinin yetmediği alanlar haline gelmiş durumda.Bu durum, televizyonun bir kez daha en popüler vakit geçirme aracı olmasının sebe

Kötülük hep hata gibi görünmek ister!

Hata yapmak belki de insan olmanın en doğal parçası. Yanlış yapmadan, düşmeden büyümek mümkün değil. Hayatta her şey insanlar için. Kötülüğün de iyiliğin de bu dünyada var olduğunu kabul etmek, hayata daha gerçekçi bir pencereden bakmamızı sağlar. Bazen hatalar iyilikle başlar ama kötü sonuçlar doğurur. Bazen de bize çok şey öğretir. Çoğu zaman bil

Şiddetin kuralı yok ama bir cezası olmalı!

Türkiye'de kadın, çocuk ve hayvanlara yönelik şiddet gün geçtikçe artıyor. Bu acı gerçek artık herkesin dilinde. Sokakta, evde, kahvehanede; herkes ekonomik sıkıntılardan, adaletsizlikten, mafyadan bahsediyor ama kimse gerçek bir adım atmıyor. Buna bir de sokağın orta yerinde işlenen cinayetler, tecavüz girişimleri, tacizler, uyuşturucu ticaretinin

Halkı dışlayan dil

Osmanlı edebiyatında "Sanat sanat için mi, yoksa halk için mi" tartışması, Tanzimat döneminin (1839-1876) ve sonrasının önemli bir düşünce ayrımını temsil eder. Tartışmanın nedeni edebiyatın amacının ne olduğu ve kime hitap etmesi gerektiğiyle ilgilidir. Sanat sanat içindir görüşüne göre, sanatın ve edebiyatın eğitici ya da toplumsal bir işlevi olm