Özlem Yüzak

Cumhuriyet

Seçimlere yine Sultanbeyli'den bakmak

Seçime üç gün kaldı ve yine Sultanbeyli'deyim... Yedi yıldan beri her seçim döneminde Sultanbeyli'de dolaşıp insanlarla sohbet ettiğim için dinamikleri de değişimi de iyi takip ettiğimi düşünüyorum. Ayrıca bu son seçime kadar hep Sultanbeyli'de kimi zaman müşahit kimi zaman sandık görevlisi olarak çalıştım. Ben ve benim gibi düşünen bir grup insanı

Tahrik olmak... Kendine hâkim olamamak...

Trabzonspor-Fenerbahçe maçı... Sahaya giren ilk taraftar Hasan Ç. ifadesinde şunları söylemiş: "Karşı takımın futbolcularının tahrik edici hareketleri nedeniyle bir an kendime hâkim olamadım. Sahanın içine girdim." Taraftar tahrik olur, kendine hâkim olamaz, karşı tarafa saldırır... Kadın cinayetlerinde erkeklerin savunması konu ne olursa olsun ayn

Hayallerinin peşinden gittiler...

Ekonomik kriz, siyasi açmazlar, yozlaşı, yitirilen değerler... "Bu ülkeden hiç umudum kalmadı, gelecek belirsiz, kaygılıyım" diyenlerden misiniz Haksız değilsiniz Ben böyle dönemlerde pırıl pırıl gençlere yöneliyorum. Onların başarılarından umutlanıyor, yürekleniyorum. Dün çok anlamlı bir toplantıya katıldım. Türk Eğitim Vakfı'nın (TEV) bu yılki üs

8 Mart... Sistematik erkek engeli nasıl aşılır

Bir 8 Mart daha... Biz kadınların, emekçi kadınların yaşamın her alanında "Ben de varım. Siz erkeklerle eşit olma mücadelemi sonuna kadar vereceğim" diyerek bu önemli varoluş sorununu uluslararası platforma taşımasının üzerinden tam 114 yıl geçti. Tabii dünyanın birçok yerinde kadınların önemli kazanımları oldu. İnkâr edemeyiz. Ama şurası da bir ge

Kırılma... Manifesto

Büyük tezatların, önemli kutuplaşmaların olduğu dönemler. Büyük hızla değişen gündemler. İnsanlar daha işin özünü anlamadan, sorgulamaya fırsat bulmadan, insanın karar vericilikte hiçbir rolü olmadan geçen zamanlar... Hal böyle olunca birçok şey de haliyle anlamını yitirmiyor mu Sorular asla yanıtlanmıyor, sorunlar asla çözülmüyor ama yola devam ed

Seçimlere bir de böyle bakmak...

Büyük tezatların, önemli kutuplaşmaların olduğu dönemler... Büyük hızla değişen gündemler... İnsanlar daha işin özünü anlamadan, sorgulamaya fırsat bulmadan, karar vericilikte hiçbir rolü olmadan geçen zamanlar... Hal böyle olunca birçok şey de haliyle anlamını yitirmiyor mu Sorular asla yanıtlanmıyor, sorunlar asla çözülmüyor ama yola devam ediliy

Yine maden... Yine aynı kafa...

Günlerdir, Erzincan'ın İliç ilçesinde dokuz işçinin göçük altında kaldığı altın madeninde olup bitenlerle yatıp kalkıyoruz.Tıpkı bundan 10 yıl önce bir mayıs ayında yaşanan, 300'ü aşkın madencinin ölümü ile sonuçlanan Soma maden faciası gibi.Tıpkı geçen yıl tam da bu ay, güya deprem yönetmeliğine göre inşa edilen yepyeni binaların un ufak olarak on

Birinci yılın sonunda depremin anlattıkları...

Birinci yılını geride bırakan 6 Şubat depreminde öne çıkan ortak talep: "adalet"... On binlerce insanın yaşamını yitirdiği felakette, bir bina sapasağlam ayakta iken hemen yanındakinin un ufak olmasının hesabını sormaktan, sorumluların yargılanmasını istemekten daha doğal ne olabilir Bugüne kadar tek bir kamu görevlisi hakkında görevi ihmalden dava

Sağ popülizmin şifreleri...

TİP'li Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesinin yankıları neden halkta karşılığını bulmuyor Bunun "demokrasiye ve halkın iradesine darbe" olduğu gerçeği ve bizzat Meclis tarafından yapılmasının vahameti, Cumhur İttifakı'na oy verenleri neden ilgilendirmiyorTürkiye'nin yolsuzlukta tarihin en kötü puanını almış olması neden geniş halk kesimler

İstikbal göklerde... Ama nasıl

"Türkiye'nin insanlı ilk uzay misyonu başladı" cümlesi her ne kadar gerçeği anlatmaktan uzak bir siyasi propaganda lafı ise de bu durum askeri pilot ve Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı'nın Uluslararası Uzay İstasyonu'na ulaştığını ve oradan yürütmeye başladığı deneylerin önemini azaltmıyor. Siyasi kutbun bir tarafında sırf eleştiriyor olma