Aydınlanma ve ortak akılsızlık

Bulgar doğumlu Fransız filozof, yazınbilimci Tzvetan Todorov'un Aydınlanma çağı üzerine kaleme aldığı L'Esprit des Lumieres adlı kitabını ikinci kez okurken 74. sayfaya "dikkat" diye işaret koyduğumu gördüm. Neye dikkat Yeterince Fransızca bilgisi, dil bilinci ve duyarlığı olmayanların ORTAK AKIL diye tercüme ettikleri "la raison commune"... Bu "la raison commune" Todorov'un Aydınlanma filozofu Condorcet'den (1743-1794) yaptığı alıntıda yer alıyor. Dolayısıyla "la raison commune" Aydınlanma çağının ve felsefesinin en önemli öğesi. Aydınlanma aklın ortak olmasını, "ortak akıl"ı kesinlikle reddeder. Her akıl tek ve bağımsızdır!Sorun felsefi ve dilsel sefalette. Fransızca, İngilizce ve Almanca gibi dillerin aksine Türkçede sözcükler neredeyse tek anlamlıdır. Bu alışkanlıktan olacak bir yabancı dili iyi bilmeyenler tuzağa düşerler ve tek anlama sarılırlar. "La raison commune" örneğini ele alalım: Fransızca "la raison"un tek anlamı "akıl" değil, "sağduyu, neden, sebep, bahane, kanıt, unvan, amaç" gibi anlamları var. Matematikte ise "ortak çarpan". "Raisonner" fiilinin anlamları ise şöyle: "Düşünmek, düşünce yürütmek, itiraz etmek, usa vurmak" gibi anlamları olan müthiş bir fiil. Ve bu fiil, bir beyin eyleminin ifadesi. Uzun lafın kısası neredeyse her şeyin ortaklığı olur ama aklın ortaklığı olmaz. Ama birden fazla aklın ürettiği düşünceler ortak olabilir. Bu da ancak demokratik, özgür toplumlarda mümkündür. "Ortak akıl" olmaz ama bir topluluk ya da toplumun bireylerinin kendi bireysel akıllarını iptal edip, rafa kaldırıp liderin aklına teslim olması durumu vardır. Bu rejimin adını siz kendiniz bulun. Türkiye'de bunun canlı örneği var: "Tek adam despotizmi" dedikleri BAŞYÜCELİK! Todorov'un Condorcet'den alıntılandığı cümleyi "akıl" sözcüğünü çöpe atarak çevirdim ve Paris'te bir lisede Fransız çocuklarına Fransız dili ve edebiyatı öğreten, Fransa'da yayımlanan kitaplarımın çevirmeni Ferda Fidan'ın denetimine gönderdim; Ferda biraz makyaj yaptı çeviriye. Siz de okuyun bakalım: "Bu, düşünce birliğinden kaynaklanan özdeyişlerle dile getirilebilir. Condorcet şöyle yazıyordu: 'Her çağda Aydınlanmanın gerçek sınırını belirleyen şey, falanca dâhinin özel nedeni (amacı) değil, aydınlanmış insanların ortak nedenidir (amacıdır).'1 Bütün görüşler aynı değerde değildir ve bir sözcüğün (sözün) etkileyiciliği bir düşüncenin doğruluğu ile karıştırılmamalıdır. Aydınlanmaya, bir (tek) kişinin aydınlanmasına güvenerek değil, şu iki koşulu yerine getirerek erişilir: Birincisi, 'aydınlanmış insanları', yani akıl yürütme yeteneğine sahip bilgili insanları bulmak; daha sonra onları, kanıtlara dayalı bir tartışma (diyalog) ortamı yaratarak ortak