Ukrayna sorununda tarihî arka plan!

Soğuk Savaş'ın sona erdiğinde Batı'nın kibirli düşünürleri "Tarihin Sonu"nun, "İdeolojinin Sonu"nun geldiğini; önümüzdeki çağın "ABD Kapitalizmine karşı Alman Kapitalizmi"nin ya da "Batı medeniyetine karşı Doğu medeniyetinin mücadelesi"ne sahne olacağını ileri sürmüşlerdi. Soğuk Savaş'ın galibi olan ABD bu yargıdan hareketle pervasız bir şekilde Sovyetlerin bıraktığı boşluğu istediği şekilde tasarruf edebileceğini düşündü. Soros türü müdahaleler ve renkli devrimler bu yaklaşımın sonucu olarak zuhur etti. Daha da ötesine geçilerek Sovyetler Birliği'nin bıraktığı boşlukta kalan 14 Doğu Avrupa ülkesi NATO'ya üye yapılmıştır. Bu ülkelerden dördünün de doğrudan Rusya'yla sınırı vardı. Ukrayna'ya da NATO'ya üye olabileceği yönünde 2008'de bir perspektif sunulmuş, ancak üyeliği dondurulmuştu. ABD ve NATO'nun Rusya karşısında izledikleri genişleme politikasını ABD'nin eski Dış İşleri Bakanı Henry Kissinger bile mahzurlu görerek eleştirmişti. SSCB'nin dağılmasıyla Rusya yalnız bir imparatorluk kaybetmemiş, küresel güç olma idealine de veda etmişti. SSCB'nin enkazından 15 bağımsız ülke doğmuştu. Bağımsız olan bu ülkelerden bazılarının içinde de çok ciddi oranda Rus nüfus vardı. Rusya kapitalist sisteme geçiş sürecinde karşılaştığı sorunları çözer çözmez bütün dikkatini eski Sovyet bakiyesine yöneltti. Yeltsin ve Medvedev ikilisinden sonra Deli Petro'nun 21. Yüzyıldaki temsilcisi gibi hareket eden Putin'le siyasi tavır bambaşka bir biçime büründü. Ünlü Rus yazar Soljenitsin, Sovyetler Birliği'nin dağılma sürecinde çarpıcı bir değerlendirmede bulunmuştu. Soljenitsin'e göre, Sovyetler Birliği'ni oluşturan 15 federe cumhuriyetten üçü Beyaz Rusya, Ukrayna ve Kazakistan hariç diğerleri külfetti. Rusya bu külfetten kurtulmalıydı. Ukrayna, Kazakistan ve Beyaz Rusya'yla yeni bir birlik oluşturulmasından söz etmişti. Soljenitsin'in düşündüğü yeni yapılanmanın temeli, etnik yakınlıktı ve dayanağı "Slav Birliği" düşüncesiydi. Soljenitsin'e göre 1936 yılına kadar Sovyetler Birliği içerisinde özerk bir cumhuriyet olan Kazakistan'ın bugünkü geniş arazisi, Bolşevikler tarafından bu ülkeye akılsızca verilmişti. Zbigniew Brezezinski de o sıralarda "Ukraynasız bir Rusya Avrasya İmparatorluğu olamaz" diye yazmıştı. Rusya'nın bilinç altını temsil eden Putin de benzer görüşteydi. Kazakistan'ın kurucu lideri Nazarbayev'e 'hiç devleti olmayan bir bölgede yeni bir devlet yarattığını' söyleyecek kadar niyetini açık ediyordu. Ayrıca Ukrayna konusunda Soljenitsin'le görüşleri aynıydı. Nitekim o Ukrayna'nın bağımsızlığına giden yolun başlangıcı olduğundan Ukrayna'nın ayrı bir