Hoş gelişler ola, kahraman Enver Paşa

Şaşırdınız değil mi Evet, ben de, sizler gibi ilk duyduğumda, ilk okuduğumda şaşırmıştım. "Yahu, biz bunu böyle bilmiyorduk.

Senelerdir, ilk mekteb sıralarından beri bunu bize 'hoş gelişler ola Mustafa Kemalpaşa' diye öğretmişlerdi" dedim. Meğer öyle değilmiş. İşin doğrusu, başlıktaki gibiymiş.

Geçenlerde, Sarıkamış hadisenin sene-i devriyesi hatırlandı ve Enver Paşa'dan epey bahisler oldu. Askerlerimizin, soğuktan donarak ölmesinin müsebbibi olarak gösterildi. Tabii, tarih, resmî ideoloji kafasıyla yazılırsa öyle olur! Kahraman Enver Paşa, birden hâin, Filistin cebhesini bozguna uğratanlar da, olur kahraman...

Enver Paşa, tarihimizin birçok hakikî kahraman (Kâzım Paşalar, Halid, Sakallı Nureddin vs.) paşası gibi bir Paşadır. Aynı zamanda, üstad Bediüzzaman Hazretleri ile de, iyi bir dost olan kahraman Enver Paşa, Harbiye Nâzırı olduğu zaman, Üstadı, 1. Dünya harbinde, Şark cebhesinde gönüllü alay kumandanı da yapmıştır. Büyük hizmetlerinden biri de; Harb cebhesinin gazi bir tefsiri olan; İşârâtul'l-İ'caz'ı, Üstadın yeğeni Abdurrahman ve talebesi Hamza'nın gayretleriyle 1919'un başlarında "Evkaf-ı İslâmiye Matbaası"nda tâb ettirirler. Eserin kâğıt masrafını da, o zamanın (Osmanlı) Harbiye nâzırı, yani, Millî Savunma Bakanı olan Enver Paşa kendi parasıyla karşılar. İşte Enver Paşa böyle bir kahramandır.

Gelelim başlıktaki hikâyeye: Enver Paşa, 1918 yılında Moskof zulmüne karşı Azerî Türklerine yardım etmek ve İslâm Ordusuna kumanda etmek için Batum'a gelir. Ve Azerîler, paşanın bu hareketinden dolayı da, şu sözleri yazıp, bunu da "Kahraman Enver Paşa marşı" diye de söylerler.

"Hoş gelişler ola, Kahraman Enver Paşa! Emreyle askere, Kafkas Dağları'n aşa.