Mevlana İdris er kişi idi, iyi bilirdik ve varsa hakkımızı helal ettik

Dün ahirete yolcu ettik Mevlana İdris Zengin'i. Rabbimiz rahmetiyle kuşatsın, mekânı cennet olsun.Can dostlarından merhum Mehmet Küpeli'nin vefatından sonra yazdığı "Rindlerin akşamından bir derviş kaydı." başlıklı yazısını şöyle bitirmişti Mevlana: "Er kişi idi, iyi bilirdik vevarsa hakkımızı helal ettik. İllâ hû!"Biz de böyle dedik onun ardından ve kendisinin de bir derviş olduğunu düşünerek "İllâ hû!" diye ekledik.Çünkü mülk de varlık daAllah'ındır; mülk ve varlık geçidir,bâkî olan ise sadece Allah'tır.Hakkında bir son takdir edilen her varlık, kendi ardında bıraktığı yokluğun varlığıyla yaşar geride kalanların hatıralarında. Mevlana'nın Küpeli'ye nispet ettiği gibi yerçekimsiz gülümsemeleriyle çoğu zaman ya da kınından çıkarılmayan bıçaklar misali susuşlarıyla veya görüldükleri ilk anda hemen onları hatırlatıveren dostlarıyla, arkadaşlarıyla, eserleriyleMevlana'yı mesela! Söyleyebileceği değerli bir söze, yapabileceği önemli bir espriye engel olma korkusuyla muhatabına sessizliği telkin eden susuşlarıyla hatırlayacağız daha çok. Bir ay çekirdeğinin kırılma sesinde kaybolan ürkek kelimelerini arayacağız birlikte oturduğumuz kafelerde, parklardaTelaşsız, gamsız, sorunsuz biri olarak hatırlayacağız biraz da. Bu hatırlayışımızı korumak, hatta onun yaşarken yüz yüze geldiği muhtemel sorunlardan sorumsuz olmak için, Ersin Çelik'in son yazısındaki "Çok yormuş kalbini. Seksen beş yaşındaki bir insanın kalbini taşıyormuş" şeklindeki vurguyu düşünmekten yakalayacağız kendimizi meselaBelki de rindâne yaşayışına takılacak aklımız daha çok. Hangi şehirlerin görülmeye, hangi yemeklerin tadılmaya, hangi çay ocaklarının oturulmaya değer olduğunu ondan öğrendiğimizi hatırlamakla yetinecek ve bu uğurda yaptığımız müşterek uzun yolculukların, kısa gezintilerin tanıklarına el atacağız. Beyhan, Derya ve Aysel'in nereye baktıklarını o zaman merak edeceğiz asıl, Mehmet'in dalıp dalıp gitmelerini ve Mevlana'nın insanları buluşturabilecek ortak ilgilerin yaman bir kâşifi olduğunu anlayacağız sararmış fotoğraflardanSibel Eraslan ile Özkan Gözel'in oluşturdukları iki ayrı okuma grubunun kimi toplantıları için Mevlana'nın sağladığı mekânı ve güzel ev sahipliğini unutmamız zaten mümkün olmayacak ve sadece kuş sütünün eksik olduğu bereketli ikramlarınıMevlana'nın imzasını taşıyan kitapları, dergileri, belgeselleri ayrı ayrı zikretmeye gerek var mı Varlığın devranını bir nokta ile özetleyiverirdi Mevlana diyeceğiz; çocuk bakışı ve ifadesindeki saflığı daha kalemi eline aldığı gün fark edişiyle aynı saflıkta yaşar gibi yaşadığını bilmeyen var mı diye soracağız meselaYine bu yüzdendi sanki Mevlana'nın rüyadaki bir rüyada tanışıklık kuruyor gibi bakışı insanlara diye hükmedeceğiz; birazdan onun rüyasındakine benzer bir rüyadan uyanacakmış, hayatın katı gerçekliğinde irkilerek çevresindekilerin varlığına şaşıracakmışçasınaŞahsi lugatında veda kelimesine yer verdiğini hiç sanmıyorum