"Çok müselmânı soğuklar eyledi âteş-perest"

Kovid salgınıyla başlayan kontrollü sosyal hayatın, üretimde ve ticari ilişkilerde de neden olduğu olumsuz sonuçları hep birlikte yaşıyoruz.Döviz kurlarındaki geçici hareketliliğin tetiklediği sanayideki fiyat artışları, kur ile ilişkisi tali olan gıda ürünlerini kapsayınca, güncelik dilin patates fiyatlarına indirgenmesi ve siyasi muhalefetin ekonomiyi bu cihetten iktidara karşı bir saldırı malzemesine dönüştürmesi de deyim yerindeyse normal hale geldi.Buna karşılık gerek iktidarın, gerekse huzur ve refahın korunmasını önemseyen akil kişilerin kanaatkarlığı vurgulaması, fondaş medyanın eskiden kavuklu, şimdi ise fötr şapkalı olan tayfası tarafından eleştiri konusu haline getirildi. Daha azla yetinmeye ve yetindirmeye çalışmak, beterin beterine maruz kalmamak için rızaya talip olmak, büyük bir popülizm tehlikesinin ayak sesleri olarak ilan edildi. Hatta fondaş kalemlerin kimileri de iktidarı, yaşanan fiyat artışlarındaki olumsuzluğu İslami terimlerle makulleştirmeye çalışmakla suçladı.Kendileri açılarından haksız da sayılmazlardı. Çünkü, mevcut ortam, Batı'ya entegre olma yolunda verilen onca çabanın ve "aç kalanlar ölsün, kalan sağlar bizimdir" teranesini şiar edinenlerin aramakla bulamayacaklarını bir ortamdı.Yıllar yılı, bireyselleşerek özgürleşmeyi kendilerine put edinenlerin, tam da bu puta tapınmaya başlayacakları anda birilerinin çıkıp kanaatkarlıktan, rızadan, sabırdan, paylaşmadan ve yardımlaşmadan dem vurması, bozulan ekonomik ilişkileri rayına tekrar oturmak için gecesini gündüzüne katan iktidara güç aşılamaktaydı.Oysaki tam bu zamanda yaşanan problemleri ayyuka çıkarmak, pazardaki mevcut işleyişi salt kazanma hırsına tabi kılarak tahrip etmek, onlar tarafından hasretle ve arzuyla beklenen bir durumdu. Hâl böyleyken, şimdi kalkıp kanaatten, ticari ahlak ve anlayıştan söz etmek ise popülizmi harekete geçirmek, eskimiş değerleri hatırlatmak suretiyle dini söylemi yeniden ihya etmek olacaktı.Bir arkadaşımın yakın zamanda tanık olduğu şu örnek, mezkur durumu daha açık hale getirecektir:Arkadaşım, kontrollü sosyal hayat gereğince uzun zamandır yüz yüze görüşemediği bir dostunun Sirkeci'deki dükkanına uğrarmış.Hoş beş ve hâl hatır faslından sonra, söz işlerinin durumunu sormaya gelmiş. Esnaf dostu, işlerinin eskisinden de çok iyi olduğunu, hatta müşterilerinin yoğun taleplerini karşılama yetişemediklerini söylemiş.İkram ve çay faslı bitmek üzereyken, biri gelmiş ve muhatabından başkasının duymasına izin vermeyen bir ses tonuyla, maruzatını beyan ettikten sonra, arkadaşımın o esnaf dostu, ona şöyle mukabelede bulunmuş: "Haklısın, çekimizin vadesi gelmiş olabilir ama bir haftadır daha siftah etmedik, işler kesattan da berbat, şu enflasyonda gündelik rızkımızı zor çıkarıyoruz. Hele sen bir ay sonra uğra, inşallah öderiz."Gelen kişi, ellerini ovuşturup, bükük boynuyla dükkandan çıkmış.Arkadaşım, daha beş on dakika önce işlerinin çok iyi olduğunu söyleyen dostuna bakmış, bir de gidenin gidişine.