"Türk" sinema ve dizilerindeki Türkofobi ve "Kürşad" düşmanlığı

Pazartesi bu köşede Amerikan ve Avrupa dizi ile sinemalarında çeşitli tasvir veya atıflarla yapılan Türk karşıtlığını tartışmaya açmış; onlarca örnek arasından birkaç tanesini verebilmiştim. Yine yazımı şu soruyu sorarak bitirmiştim: "Peki, Türk dizi ve sinema yapımcıları bu Türk karşıtlığıyla ne kadar mücadele ediyor Yoksa içlerinden bazıları bu Türk karşıtlığına yapımlarıyla destek mi veriyor" Tüm bu Batı-menşeili Türk karşıtı yapımlarla ilgili uzun yıllar boyu Türkiye'deki birileri "Hollywood'da Türkiye aleyhtarı filmler yapıyorlarsa yapsınlar, o zaman siz de daha iyisini yapın" türünden bir söylem geliştirmişti. Bu hem Batı'nın sömürgeci, ötekileştirici oryantalizmini hafifletmeye çalışan hem de Batı'nın Batı-dışı toplumların elitlerini hakimiyet altına alan hegemonik ilişkisini görmezden gelen bir bakış açısıydı. Batı hem Hollywood gibi en temel kültür endüstrisi mecralarına hakim hem bunun pazarlanmasını ve fonlanmasını mümkün kılacak medya ağlarının mülkiyetine sahip hem de Batı sömürgeciliğinin asırlar boyunca oluşmuş bilimi, felsefesi, sanatı ve kültüründen gelen bir söylem üstünlüğüne haiz. Dahası Türkiye gibi Batı-dışı toplumların kültürel elitlerini entelektüel, akademik ve ekonomik bağımlılık ilişkilerine sokarak hakimiyeti altına alıp bir nevi zihinleri sömürgeleştirmişken bu kolay bir şey de değil. Neticede benzer bir Türk karşıtlığının Türk kökenli sinema ve dizi yapımcılarının eserlerinde görüldüğü ve Batı hegemonyasının asimilasyon mekanizmalarının işlediği de söylenebilir. BATILILARDAN DAHA TÜRKOFOBİK "TÜRK" YÖNETMENLER Söz konusu Türkofobi olduğunda Batılılara rahmet okutacak "Türk"ler maalesef çok. Bu isimleri medyadan da, akademiden de, siyasetten de biliyoruz. İşte Batı sinema ile dizilerindeki Türkofobiye rahmet okutacak sözde "Türk" yapımcı ve yönetmenler de mevcut. Mesela Almanya'da yaşayan bir meşhur "Türk" yönetmen var ki Türk karşıtlığında Neo-Nazileri geride bırakıyor. Bir filminde Türk kadınını Alman erkeklerin gözünde bir cinsel obje haline getirmek için çırpınırken başka bir filmde sözde Ermeni Soykırımı propagandası yapıyor. Dahası PKK-YPG'yi öven bir projede olacağını bile söylüyor. Yine Almanya ve Hollanda'daki "Türk" kökenli yönetmenlerin Türk ailesi tasvirleri evlere şenlik. Hep aynı oryantalist klişeler. Türk kızı Türkiye'den Almanya'ya geliyor ve "baskıcı" Türk ailesi, Türk gelenekleri ve dininden mağdur olup "ileri" Alman kültürüne adapte olmak için bir "özgürlük mücadelesi" veriyor! Neticede ne mi oluyor Ya "kötü yola düşüyor" ya da Alman bir erkekle sevgili olup medeniyet mücadelesini kazanıyor! Nasıl, aynı 19. yüzyıldaki oryantalist, Türk düşmanı harem tasvirleri gibi değil mi Evet, Türk kadınını nesneleştiren aynı cinsiyetçi ve kolonyal