Yunanistan normalleşebilir mi

Bu köşeyi uzun süredir takip edenler daha önce Yunanistan'ın ve Yunan kimliğinin Türkiye'ye ve Türklere yönelik düşmanca konumunun arkasındaki zihniyeti tarihsel, toplumsal ve psikolojik olarak analiz ettiğim yazıları hatırlayacaktır.

Asırlar boyu bizim bir vilayetimizken İngiliz, Fransız ve Rus desteğiyle bağımsızlık kazanan, bağımsızlık kazanırken on binlerce sivil Türk'ü katleden, hiç savaş kazanmadığı halde Türkiye aleyhine 5 defa sınırını genişleten ama neticede de asırlar geçse de hükümetler değişse de Türk karşıtlığından vazgeçmeyen bir Yunanistan gerçeğiyle karşı karşıyayız.

Solcusu da sağcısı da iktidara gelse, nesiller de değişse ve üstelik Türkiye, Yunanistan'la ilişkilerde yumuşama için irade de gösterse değişmeyen bu Türk karşıtı tavrı geçtiğimiz günlerde yine gördük.

Kariye Camii'nin tekrar ibadete açılmasına dair Yunan Dışişleri sert bir kınama yayınlarken sabah akşam Türkiye'den başka konu konuşmayan Yunan medyası da Kaan Uçağı'nın tekrar uçuş yapmasını ve dönerin Türk yiyeceği olarak tescillenmesine karşı ateş püskürüyordu.

500 yıl Türk egemenliğinde kalmış bugünkü "Yunanistan" denen topraklarda milyonlarca Türk'ü ya katliamlarla ya da topraklardan sürerek yok etmiş, dahası binlerce camiyi, okulu, kütüphaneyi, evi, türbeyi ya yakıp yıkmış ya da kiliseye çevirmiş Yunanların 500 sene önce camii yapılmış Kariye'yi gündem yapması aynı zamanda da bir yüzsüzlük örneği.

Bu yüzsüzlük sadece geçmişte yaptıkları ile de sınırlı değil. Bugün hala Yunanistan Batı Trakya'daki Türklerin kendi müftülerini seçmesine izin vermiyor. Hatta onların kendisini "Türk" olarak tanımlamasını bile yasaklıyor. Hatta binlerce Müslüman'ın yaşadığı Atina'da bir tane caminin açılmasına bile izin vermiyor. Bu yüzsüzlüğün ve düşmanlığın sınırları akla hayale sığmayacak cinsten.

Zaten aradan 200 yıl geçmesine rağmen hala katlettikleri Türklerin kafataslarından, kanlar içinde boğulmasından bahseden bir sözde şiiri millî marş olarak kullanan bir halk ve devletten çok da farklı bir şey beklemek zor.

Tabii burada Türkiye'nin açmak istediği tüm diyalog kapısına ve tam da Miçotakis Türkiye'ye gelmek üzereyken Türkiye'ye karşı bu menfi açıklamaların da değişmeyen Türkiye karşıtlığının da bir ölçüde Yunanistan'ın ABD garnizonuna dönmesiyle de alakası var. ABD bilhassa Biden döneminde (ki kendisine Yorgos Bidenepoulos der) Yunanistan'ı her hal ve şartta Türkiye'ye karşı destekleyen bir politika yürütmesi Yunanları daha da fazla şımartıyor.