Milliyetçiliğin yükselişi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan

Peki, en kritik seçmen grubu kim mi En kritik ve dahası en büyük seçmen grubu bütün kamuoyu araştırmalarında da seçim sonuçlarında da görüldüğü üzere milliyetçiler. Kendisini doğrudan Türk milliyetçisi veya ülkücü olarak tanımlayan kesimlerin oranı 35'e yaklaşırken, başka siyasal kimliklerle kendini tanımlayan toplum kesimlerinde de milliyetçilik önemli bir dinamik." Bu satırları bu köşede kaleme aldığımda tarih 13 Mart 2023'tü. Başlığı ne miydi "En kritik ve büyük seçmen grubu: Milliyetçiler". "Türkiye'nin 40'a varan kesiminin kendisini doğrudan Türk milliyetçiliği ekseninde tanımladığı ve geriye kalan seçmenin önemli bir bölümünde de bunun önemli bir dinamik olduğu dikkate alındığında bunun Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhur İttifakı lehine büyük bir rüzgara dönüştüğü görülüyor." Devamında da sebeplerini açıkladığım bu cümlelerimi de seçimden 3 gün önce yazmıştım. Başlığı da "14 Mayıs öncesi esen milliyetçi rüzgar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan". Televizyon tartışmalarında bu minvalde söylediklerimi de izleyenler hatırlar. Maksadım "ben demiştim" demek değil. Maksadım Türk siyasetindeki ve toplumundaki ana siyasal eğilimleri ve ideolojik kimlikleri doğru tanımlamak. Aksi halde ne 2. turu ne de daha önemlisi önümüzdeki siyasal süreci ve seçimleri analiz etmek mümkün olacak. Ben bu yazıları yazıp milliyetçilerin en büyük ve belirleyici kitle olacağını söylediğimde pek çok arkadaşımızın bana itiraz ettiğini, benim yorumlarımı abartılı ve biraz da duygusal bulduklarını hatırlıyorum. Onların bu tavırları ise sadece bir toplumu ve siyaseti okuyamama meselesinin ötesindeydi. Türkiye'deki seçmen davranışına, kamuoyu araştırmalarına yansıyan hakim söyleme, kültürel hegemonyaya teslim olma halinin etkisiydi bu. Çünkü uzun yıllar bu söylemi inşa eden sol ve liberal yorumcular, yazarlar içlerindeki milliyetçilik nefreti ve PKK sempatisi nedeniyle Türk milliyetçilerini önemsizleştirmeye, görmezden gelmeye ve seçimlerdeki etkisini düşük göstermeye çalıştılar. "Tencere hükümeti devirir" veya "HDP seçmeni kazananı belirleyecek" sığlığından öteye gidemeyen bu tipolojinin milliyetçileri önemsizleştirmesinde hem barındırdıkları milliyetçilik nefretinin etkisi olduğu gibi hem de HDP'yi olduğundan önemli gösterip Türk siyasetini HDP'ye mahkûm etme çabası da vardı. Maalesef kendi arkadaşlarımızın bile birçoğu bu hakim söylem ve algı çalışması tarafından teslim alındı. Bu seçim sonucunda da milliyetçiliğin yükselişini gizleyemeyen bu hakim söylemin üreticileri şimdi de bunu manipüle etmeye çalışıyorlar. Sadece Sinan Oğan'ın aldığı 5 üzerinden birtakım analizler yapmaya çalışıyorlar. Türk milliyetçilerinin belirleyici olması sanıldığı gibi sadece Sinan Oğan ile alakalı değil. Doğrudan kendisini milliyetçilikle tanımlayan partilerin (MHP, İyi Parti, BBP, ZP) oy oranı 25'e yaklaşıyor. Dahası AK Parti seçmeni içindeki milyonlarca