La Galibe İllallah!

İspanyolca müzikler geliyor dört bir yandan... Kiliselerde çanlar çalıyor... Dar sokaklardan ilerledikçe başka bir dar sokağa varıyorum... Sıcak bir rüzgar vuruyor yüzüme... Etrafa hayranlıkla bakıyorum ama bir o kadar hüzünle ve... Evet, öfke de var... O dönemde tüm Fransa'da ne kadar kitap varsa onun yüzlerce mislinin yakıldığı meydana geliyorum. Barbar Haçlılar Müslüman bilim adamlarının yazdığı astronomi, tıp, felsefe, matematik kitaplarını yakarken gözlerini bile kırpmamışlar. Bunu düşünürken Türkiye'den gelen bir turist kafilesinin konuşmaları kulağıma geliyor. "Şekerim Avrupa işte... Şu Cordoba'daki katedrali nasıl da güzel korumuşlar. El Hamra'yı da öyle... Bizde olsa ne hale gelirdi!" Bahsettiği Cordoba'daki katedral güzeller güzeli Kurtuba Cami. İstilacı İspanyolların katedrale çevirerek bozduğu o büyük medeniyet eseri. "Güzel koruma"ya gelince... Binlerce medeniyet eserini, camiyi, çeşmeyi, kütüphaneyi, üniversiteyi yakıp yıkan Barbar Haçlılardan kala kala elde kalan birkaç şeyden biri o El Hamra Sarayı... Haçlılara mı kızsam yoksa onların içimizdeki müstemleke çocuklarına mı kızsam bilemiyorum. Gırnata'nın (Granada) bir sokağına dalıp söylene söylene yürürken birden olduğum yerde çakılıyorum. Karşıma en olmadık yerde eski zamanlarda kazınmış bir üç hilal çıkıyor! Ne kadar silmeye çalışırlarsa çalışsınlar... Önce İspanya'yı sonra Portekiz'i eleyen Fas Millî Takımı'nı görünce aklıma geliyor bu birkaç ay önceki Endülüs seyahatim... O barbar Haçlılar sadece Endülüs'ü yakıp yıkmamış; yüz binlerce Müslüman'ı, Yahudi'yi Fas'a sürmemişlerdi. Bir o kadarını zorla Hıristiyanlaştırmaya çalışmış, Hıristiyan olmayanları da papazların Engizisyon Mahkemelerinde katletmişti... Peki, zulümleri bitmiş miydi Endülüs'ü yok eden İspanya ve Portekiz, sonrasında birlikte Fas'a da göz koyup istila hareketlerine girişiyordu. Bizzat Portekiz Kralı Sebastian'ın katıldığı Fas Seferi'nde o dönem ta Atlas Okyanusu kıyısındaki Fas'a Cezayir Beylerbeyi Ramazan Paşa komutasında bir ordu gönderip Portekiz - İspanya ittifakını Portekiz Kralı da dahil olmak üzere imha eden ise gurur duyulası İmparatorluğumuz ve Sultan 3. Murad oluyordu. Endülüs belgelerinde de İspanyol ve Portekiz belgelerinde de Osmanlı Padişahına "Büyük Türk" demeleri boşuna değil. Endülüs'teki Müslümanları ve Yahudileri mümkün olduğunca katliamdan kurtaran İmparatorluk, Fas'ı da istiladan, müstemleke olmaktan kurtarıyordu. Yüzyıllar sonra İmparatorluğumuz zayıfladıkça İslam coğrafyasını, mazlum milletleri eskisi kadar koruyamaz oldu. Neticede önce İspanyollar geldi ve Fas'ı istila etti. Endülüs'te yaptıkları yetmezmiş gibi şimdi oradan kaçanların geldiği Fas'ı da sömürgeleştirmişlerdi. Sonrasında Fas'ın kuzeyi İspanyollarla bir paylaşım anlaşması yapan Fransa'nın kontrolüne geçmiş ve Fransız sömürgesi olmuştu. Katliamlar,