Fonlarınız elinize bulaşan kanı temizleyebilecek mi

Dünyanın adil bir yer olmadığını biliyoruz. Evrensel hukuk kurullarının; demokrasi normlarının her yerde ve herkese eşit bir şekilde uygulanmadığını da biliyoruz. Bütün bunların küresel ölçekteki güç, iktidar ve hegemonya mücadeleleri sonucunda belirlendiğini de biliyoruz. Ama dünya üzerinde hakikati olduğu gibi haykıracak kişi, kurum ve devletlere bu kadar nadir rastlanması da artık insanı isyan ettirecek seviyede. Mesela bir ülke düşünün; elinde binlerce insanın kanı olan katiller sürüsü bir terör örgütüne destek için Meclis'inde senelik 370 milyon dolar resmî devlet bütçesi ayırıyor. Mensuplarına meclis bünyesinde etkinlik düzenlettiriyor. Türklere ait kurumlara, Türkiye'nin temsilciliklerine saldırmalarına; sivil Türk vatandaşlarını taciz etmelerine göz yumuyor. Fonlarıyla terör örgütünü meşrulaştırmaya çalışan internet medya organlarını ve sözde akademisyenleri fonluyor. Sonra da bu fonlarla hiç hak etmediği halde hak, özgürlükler, adalet gibi konularda bol bol PR yaptırıp bir şöhrete sahip oluyor. Dahası 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası kaçan darbeci teröristlere kucak açan ve hala Türkiye ve dünyada demokrasinin merkezi olarak pazarlanan bir ülke bu. Kimden mi bahsediyorum. Tabii ki İsveç'ten. Rus tehditlerine karşı NATO'nun güvenlik şemsiyesi altına girmek isteyen İsveç ve Finlandiya'nın üyelik süreci Türkiye merkezli tartışmalar başlattı. En yüksek seviyeden, Cumhurbaşkanı Erdoğan bu üyelik sürecine olumlu bakmadıklarını açık açık söyledi. Özellikle de Türkiye'nin kırmızı kart gösterdiği ülke İsveç'ti. Nitekim bu tartışmalar başlamadan 3 hafta önce bir televizyon programında ben de "İsveç'in NATO'ya üyeliği söz konusu olduğunda Türkiye'nin İsveç'in önüne koyacağı kabarık bir dosya olacak" demiştim. İşte bu dosyaların çoğu da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifadesiyle İsveç'in PKK'ya kuluçka merkezi olmasıyla ilgili. Desteklemek, para vermek, siyasal ve akademik görünümlü propagandasını yapmak... Dahası Türkiye PKK'ya yönelik Barış Pınarı Operasyonu yaptığı için Türkiye'ye silah ambargosu uygulamak. Üstelik de bunu "biz PKK'ya değil de YPG'ye yardım yapıyoruz" diyerek yani düpedüz hepimizin zekasına hakaret ederek yapmak. Düşünebiliyor musunuz Rus tehlikesine karşı ortak bir savunma ittifakına girmek isteyen İsveç; savunma ittifakı oluşturduğu diğer bir ülkeye, Türkiye'ye saldıran, vatandaşlarını katleden katiller sürüsü bir terör örgütüne destek veriyor. Dahası bu desteğin bir parçası olarak Türkiye'ye silah ambargosu uyguluyor ve sonra da düşmanca tavra sahip bu İsveç'in ortak savunma ittifakına girmesine Türkiye'nin onay vermesini bekliyor. Evet bu bir şaka