Brezilya seçimleri ve Lula: Bize çok tanıdık bir hikaye

Brezilya'da solcu Lula'nın sağcı Başkan Bolsanaro'yı yenmesi üzerine Türkiye'de Batılı devletlerin fonlarıyla finanse edilen bazı "sol" ve "liberal" medya mecralarında hemen Türkiye'deki 2023 seçimlerine atıfla bazı yorumlar yapıldı. Seçimi kazanan solcu Lula ile Türkiye'deki muhalefeti; kaybeden sağcı Bolsanaro ile de Erdoğan'ı özdeşleştiren bu yorumlar cehalet ve kötü niyetli manipülasyon örneklerinden öteye gidemedi. Niye mi Hikayeyi başa saralım: Brezilya'daki sağ-sol ayrımları önemli oranda sınıfsal ayrımlara ve sınıfsal ayrımlarla örtüşen ırk ayrımlarına dayanır. Sömürgeci Beyazların devamı olan, şehirlerde orta ve yüksek gelir gruplarının yaşadığı yerlerde yoğunlaşan Brezilyalı Beyazlar ABD yanlısı ve geçmişte darbecilerle ilişkili olmuş sağcı partileri destekler. Brezilya nüfusunun yoksul, işçi, köylü ve aynı zamanda da büyük oranda siyahi olan kesimleri anti-emperyalist hareketlere öncülük eden sol partileri destekler. Bu bakımdan Brezilya solu ile Türk sağı arasında sınıfsal ve kısmen kültürel bir özdeşlik kurulabileceği kesin. Peki ya Lula Lula Brezilya'nın yoksul kuzey doğusundan gelen bir ailenin evladı. Küçük yaşlardan itibaren işçi olarak çalışmış ve sendikacılık yapan Lula ülkenin en büyük sendikacılarından biri haline gelmiştir. Darbecilere karşı mücadele ederek kurulan İşçi Partisi'nin Başkan adayı olarak girdiği 2002 seçimini kazandı. Bu süreçte de solcu olmasına rağmen din adamlarıyla da yakın ilişkiler geliştirdi ve önemli bir kısmının desteğini aldı. Lula'nın işçilikten gelmesi, sendikacılık yapması ve 2002'de iktidara gelmesi hikayedeki tanıdık unsurların sadece başlangıcı. Lula iktidarıyla birlikte Brezilya'nın ekonomik büyümesi başladı. Dünya açlık haritasında yer alan ülkesini hızla açlık seviyesinden dünyanın en çok büyüyen ülkelerinden biri arasına soktu. Milyonlarca konut inşa ederek, kötü koşullarda yaşamak zorunda olan ülkenin kentlerinin kenar mahallelerindeki halkı yeni konutlara kavuşturdu. Neoliberal ekonomik politikaların temel varsayımlarını değiştirmeye karar verip; doktora tezinde yüksek faiz oranlarına yönelttiği eleştirilerle bilinen Mantega'yı Maliye Bakanı olarak atadı. Ülkenin ulaşım altyapısını geliştirdi; büyük karayolları ve demiryolları yaptı. Hikaye devam ediyor. Daha önceki dönemlerde ABD'nin arka bahçesi olarak kalmış, Amerikancı darbelerle ulusal düzeyde askeri ve uluslararası düzeyde de bağımlılık ilişkilerine dayanan vesayet ağlarıyla sarılmış Brezilya'nın çehresini değiştirmek için adımlar attı. Çin, Rusya ve kendi aralarında meselelerle ayrıştırılan Latin Amerika ülkeleriyle yoğun ilişkiler kurdu. Uzakta kendisiyle benzer bir mücadele veren Türkiye'nin o dönemki Başbakanı