Nereden baksan tutarsızlık!

Ülkenin en kalabalık şehri İstanbul. İstanbul'da güneş bu sabah saat 08:20'da doğdu. Mesai saati 8:30-9:00 arasında başlayan birinin genellikle sabah saatlerinde en az yarım saati yolda geçmek durumunda. Evden çıkış saati bu durumda güneş doğmadan önce oluyor. Bir de tabii uyanmak, kahvaltı yapmak ve hazırlanmak gerek. Diyelim ki çalışmıyorsunuz. O zaman da sabah okula gidecek çocuk için benzer saatlerde uyanmak gerekebilir. Lafın kısası İstanbul'da hayat bir hayli erken başlar. Saat 07:00 gibi uyansanız yaklaşık bir buçuk saat karanlıktasınız demektir. Dolayısıyla evde ışıklar yanacak, elektrik tüketimi artacak. Yaz saati - kış saati uygulamasından vazgeçtiğimizden bu yana durum bu. Yıllardır insanlar itiraz ediyorlar ama hükümet enerji tasarrufu iddiasıyla bu uygulamadan vazgeçmiyor. Enerji Bakanı Fatih Dönmez'in verdiği rakamlara bakarsanız 4 milyar TL tasarruf ediyormuşuz. Gerçi bundan birkaç ay önce verilen rakam bambaşkaydı ama neyse. Her şeyden önce sabah karanlıkta uyanmanın yarattığı bir bunalım hali sanıyorum hepimizde var. Ama bunun ötesinde yukarıda da ifade ettiğim gibi en azından sabahları 1 saatten fazla elektrik kullanımımızın arttığı gerçeği de gün gibi ortada. Hem de yılbaşında yapılan zamlarla her bir birim elektriğin biz vatandaşlar için çok kıymetli hale geldiği bir dönemde. Biliyorsunuz kademeli olarak fiyatlandırılıyor artık elektrik. Bu doğrultuda günlük ortalama 5 kilovata kadar kullandığımız elektriğin fiyatı kilovat başına vergiler dahil yüzde 49luk bir zamla 0,9155 TL'den 1,37 TL'ye yükseldi. 30 günde 150 kilovatı (fatura okuma süresine göre günlük ortalama 5 kilovat) aşarsanız da elektriğe vergiler dahil 2,06 TL ödemeniz bekleniyor. Yani birim fiyatta artış yüzde 125! Gördüğünüz üzere devletimiz 4 milyar TL tasarruf ediyor ama o tasarrufu da anlaşılan o ki bize ödetiyor. Ayrıca bu elektrik zammı şimdilik yılın ilk üç ayı için. Mart ayından sonra yeni zamlar da görmemiz mümkün. Bu zamlar geçtiğimiz hafta gündeme damgasını vurdu. Ama belli ki önümüzdeki dönemde daha çok konuşacağız. Özellikle sosyal medyada yurttaşlar önceki faturalarını ve yeni gelen faturalarını paylaşıyor. Benim şu ana kadar gördüğüm üç kata kadar artmış faturalar var. İşin tüketici tarafında bunu hissediyoruz. Ama bir de henüz bu zammın etkisini görmediğimiz başka bir mesele daha var. O da üreticiler üzerindeki maliyet artışı. Yakın zamanda fiyatlarda göreceğimiz. Diyeceksiniz ki zaten yeterince yüksek değil mi enflasyon Haklısınız. Ama içine düştüğümüz yüksek enflasyon ortamında akaryakıt, elektrik ve doğalgaza gelen son zamlar daha